GENEL
İşçi kazalarında korkunç rakam! 2014'te kaç işçi öldü?
Bilim ve Teknoloji Üniversitesi yerleşkesinde gerçekleşen ‘İnşaatlarda İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Çalıştayı’n da 4 ayrı panel düzenlendi. Gün boyu süren çalıştayın açılış konuşmasını yapan İMO Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, ‘İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’ raporuna göre, 2014 yılında en az bin 886 işçinin hayatını kaybettiğini vurguladı. Hayatını kaybeden işçilerin 54'ünün çocuk, bin 754'ünün erkek, 132'sinin kadın, 53'ünün de göçmen olduğunu belirten Biçer, “Sektör dağılımına baktığımızda, ilk sıra yine inşaatta. 2014 yılında inşaat işkolunda 423 işçi arkadaşımızı kaybettik. 2. sırada olan maden işkolunda 386 işçi ve 3. sırada olan tarım işkolunda 309 işçi öldü” dedi.
Bu yüksek oranlarla, Türkiye’nin 100 bin çalışan başına ölümlü iş kazalarında Avrupa birincisi, dünyada ise üçüncü sırada olduğuna işaret eden Biçer, “Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre Salvador ve Cezayir’in ardından işçi ölümlerinde üçüncü sırada olan Türkiye’de her yıl ölen işçi sayısı bin kişinin üzerinde. Türkiye’de ölümle sonuçlanan iş kazası oranları ‘100 binde 20,5’ iken bu oran Norveç, İsveç, İsviçre ve Danimarka gibi ülkelerde ‘100 binde 2’ oranının altında kalmaktadır. Soruna mutlaka ve mutlaka çözüm odaklı yaklaşmalıyız. İnsan hayatı Hiçbir maddi değerle kıyaslanamayacak ölçüde değerlidir. Yapılan araştırmalar, iş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir olduğunu göstermektedir. Araştırmalara göre İş kazalarının yüzde 50’si kolaylıkla, yüzde 48’i de sistemli bir çalışma ile önlenebilir niteliktedir” şeklinde konuştu.
“ÖLÜMLERİ SIRADAN GÖREMEYİZ”
Biçer’in ardından söz alan İMO İzmir Şube Başkanı Ayhan Emekli ise iş kazalarında hayatını kaybeden ve yaralanan işçilerin sayısal olarak dünya ortalamasının çok üstünde yer aldığını vurguladı. Kamuoyunun ölümleri ve yaralanmaları sıradan görmesinin tehlikeli olduğuna işaret eden Emekli, “İş kazaları kamuoyunun dikkatini çekmezse, sadece toplu ölümler yazılı ve görsel medyada haber olursa sorunu gidermemiz zorlaşır” dedi.İnşaat sektöründe çalışanların düşük maaş aldığını, birçoğunun da işsiz kaldığını ifade eden Emekli, “Çalışanların can güvenliği tehdit altında. Yapılması gerekenleri bir an önce hayata geçirmeliyiz. Karar verme durumunda olanlar Günü kurtarmaya dönük açıklamalar, mevzuatlar ve yönetmeliklerden ziyade konuya ciddi bir şekilde yaklaşmalıdır. TMMOB ve İMO olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği bakış açısıyla insandan ve emekten yana olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“UYARILARIMIZ DİKKATE ALINMADI”
İnşaat Mühendisleri Odası 2. Başkanı Şükrü Erdem de bilimin ve mesleğin evrensel kabullerinin işaret ettiği doğrulara sıkı sıkıya bağlı olan İMO’nun, toplumsal yarar ilkesinden asla taviz vermeyen, ülkenin yüz akı bir meslek örgütü olduğunu söyledi.
İMO’nun ve ilgili kesimlerin zamanında yaptığı uyarıların yetkililer tarafından dikkate alınmadığını savunan Erdem, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda evrensel normlar çerçevesinde oluşturulan görüşler kamu idaresi tarafından yok sayılmasaydı bugün ne Ermenek’i ne Soma’yı ne de Torunlar cinayetini yaşardık. Bizlerin, üniversitelerin, iş güvenliği uzmanlarının önerilerini dikkate almamak, üretim sürecini insan sağlığı odaklı değil, kar odaklı dizayn etmek, Türkiye’yi iş cinayetleriyle bir anılır ülke durumuna getirmiştir. Eğer bu ülkede günde ortalama dört işçi yaşamını yitiriyorsa, eğer bir ülkede günde 20 işçi sakat kalıyorsa, eğer bir ülkede her saat başı 80 iş kazası yaşanıyorsa, eğer bir ülkede 10 iş kazasından sadece biri kayıtlara geçiyorsa, bırakalım çalışma hayatını, insanlık dramıyla karşı karşıyayız demektir” dedi.
“KÜÇÜK ÖNLEMLER ÖLÜMLERİ BİTİRİR”
BTÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Ersoy ise Türkiye’de inşaat sektörünün iş ve istihdam açısından en ciddi sektör olduğunu kaydetti. İşçi sağlığını dikkate almak ve ölümlerin önlenmesi adına yapılan toplantıların önemine işaret eden Ersoy, “İnşaatlardaki iş kazalarının yüzde 100’e yakını küçük önlemlerle sona erdirilebilir. Tehlikeli ve riskli bir sektör olmasına karşın alınacak tedbirlerle insanlarımızın hayatını kurtarabiliriz. Merkezimizde insan olduğu için kafa yormak, toplantılar ve çalıştaylar düzenlemek zorundayız” diye konuştu.
Ersoy, Türkiye’de inşaat mühendisliği alanında Avrupa Birliği’ne üye ülkelerle ortak diploma veren ilk ve tek üniversite olduklarını da sözlerine ekledi.