GENEL
İlaç kalitesi sabit kurla 'hapı yuttu'!
Euro 2.72 TL civarı seyretse de, devlet ilaç alımında 2009’dan beri euro’yu 1.9595 TL kabul ediyor.
13 Kasım 2013, Çarşamba
En büyük ilaç üreticilerinden Abdi İbrahim'in patronu Nezih Barut, bu fark nedeniyle bazı firmaların düşük kalite hammadde aldığını belirterek, "Türkiye'de ilaç kalitesi düşüyor. Problemli ilaç sayısı artıyor" dedi.
Türkiye'nin en büyük ilaç firmalarından Abdi İbrahim'in patronu Nezih Barut, 'ilaçta sabit kur' nedeniyle Türkiye'de ilaç kalitesinin düştüğünü ve 'problemli' ilaç sayısının arttığını söyledi.
Kamunun ilaç alımında uygulanan euro kuru Nisan 2009'dan bu yana 1.9595 TL seviyesinde sabit. Yani ilaç şirketleri kamuya 10 euro'luk ürün verdiğinde yaklaşık 19.6 TL tahsil ediyor.
Nezih Barut, "1.9595 euro/TL üzerinden satıyoruz. Ama kur 2.72 euro/TL civarı. Farkı ilaç sanayi sübvanse ediyor. Bu nedenle bazı firmalar düşük kalite hammadde alıyor. Türkiye'de ilaç kalitesi düşüyor. Problemli ilaç sayısı artıyor" dedi. Ekonomi basınıyla Kemer Country'deki evinde bir araya gelen Barut, Osmanlı saray ressamı Fausto Zonaro'nun Ortaköy'ü resmeden tablosu, hilye-i şerifler ve miğferlerle süslü salondaki masada Türk ilaç sektörünün yaşadığı zorlukları paylaştı.
İlaç sektöründe denetimin artması gerektiğini dile getiren Barut, firmalar arasında ciddi kalite farklılıkları oluştuğunu belirtti.
'Yunan krizi' sürüyor
Barut, ilaç sektöründe karlılığın çok önemli olduğunu, sektörün zarar yazması nedeniyle araştırma - geliştirme (Ar - Ge) yatırımı yapamadığını ve bu nedenle Türkiye'nin İsrail veya Hindistan benzeri bir ilaç üssü haline gelemediğini görüşünü aktararak, "Türkiye'de ilaç Hindistan'dan ucuz" dedi.
Barut, Türkiye'de 2004'ten beri uygulanan ilaçta referans sisteminden de şikayetçi. Türkiye, ilaç fiyatlarını belirlerken ürünün Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan'da depocuya satış fiyatlarından en ucuzunu referans fiyat alıyor. Yunanistan'daki ekonomik kriz sonrası ilaç fiyatlarının çok düşmesi nedeniyle Türkiye'deki ilaç firmaları zorluk yaşıyor.
Barut tüm bu gelişmelerin, yeni yatırım yapılmaması, yeni ilaçların pazara sunulmasında tereddüt ve işten çıkarmalara başlanması sonucunu doğurduğunu belirtiyor.
300 şirket var
Türkiye'de yaklaşık 300 ilaç şirketi var. Bunlar arasında 68 ilaç üretim tesisi, 64 üretici firma, 12 hammadde üretim tesisi ve 10 hammadde üreten firma bulunuyor. Nezih Barut'un verdiği bilgilere göre kamunun sunduğu ilaç hizmetinin ünite bazında yüzde 80'i yurtiçi üretimle karşılanıyor.
Üretim yapan yerli ve yabancı firmalar, hem ithal ürünlerle rekabet halinde, hem de ürettikleri ürünleri 150 ülkeye ihraç ediyor.
Hadımköy'de kurmayı planladığı onkolojik ilaç fabrikası için 1.5 yıldır teşvik alamadığını belirten Barut, "Stratejik yatırım olarak kabul ettiremedik. 'Orada benzeri yatırımlar var' dediler ve 5. bölge teşviki alamadık. Halbuki benim hiç onkolojik ilacım yok. Biz de bu yatırımdan vazgeçtik" dedi.
Fenerbahçe seçiminde yüzde 35 bekliyordu
Nezih Barut bu ay başında yapılan Fenerbahçe Olağanüstü Kongresi'nde yarışı kaybeden başkan adayı Mehmet Ali Aydınlar'ın yönetim kurulu listesindeydi. Aziz Yıldırım kongrede oyların yüzde 75'ini alarak yeniden başkan oldu. Nezih Barut dünkü sohbette, "Mehmet Ali Bey seçim için umutluydu ama ben yüzde 35 civarı oy bekliyordum. Beklediğimden düşük oy geldi. Fenerbahçe, Aziz Yıldırım'ın etrafında kenetlendi. Hayırlı olsun" dedi.
Barut ailesi 17 yaşındaki oğulları İbrahim Barut'un eğitim için ABD'ye gitme hazırlığının heyecanını da yaşıyor. Boston'da Wellesley College'a gitmek isteyen Barut, kabul edilip edilmediğini aralık ayında öğrenecek.
Yeni evi Yedi Sekiz Hasan Paşa yalısı...
Nezih Barut ve eşi Berrak Barut, bir yandan da taşınma heyecanı yaşıyor. Çift, yaklaşık 4.5 yıl önce işadamı Haluk Erben'den satın aldıkları Kanlıca'daki 'Yedi Sekiz Hasan Paşa' yalısına geçecek. Barut şu an yaşadıkları Göktürk'ün şehir merkezine biraz uzak olmasından yakınıyor.
1870 yıllarında Asaf Paşa tarafından yapılan 3 katlı yalı, aşı boyası renginde. Yalının ismi, erlikten mareşalliğe kadar yükselen Hasan Paşa'dan (1831 - 1905) geliyor. Sultan Abdülaziz döneminde Beşiktaş Muhafızı, yani Beşiktaş Emniyet Amiri olan Hasan Ağa, Sultan 2. Abdülhamit döneminde bir darbe girişimini önleyince 'paşa' oldu.
Galatasaray Lisesi eski müdürü Ali Suavi ve arkadaşları, 1878'de Çırağan Sarayı'ndaki devrik sultan V. Murad'ı tekrar tahta çıkarmaya çalışınca Hasan Ağa elindeki sopayla müdahale eder. Ali Suavi'yi öldürüp ihtilali önleyince Sultan II. Abdülhamit kendisini paşa yapar. Okuma yazması zayıf olduğu söylenen Hasan Paşa, imzasını Arapça yedi (V) ve sekiz ( ) şeklinde atıp, çizgiyle aralarını birleştirdiği için 'Yedi Sekiz' lakabıyla anılır.
(Serkan Arman/Milliyet)