GENEL
EYT İçin Son Şans Son Viraj
08.09.1999 Tarihinde çıkarılan 4447 sayılı yasanın yürürlüğe girdikten sonra geriye doğru işletilmesi nedeniyle mağdur olan Emeklilikte Yaşa Takılanlar, gasp edilen haklarının bir an önce geri verilmesi amacıyla 08 Haziran 2014 tarihinde İstanbul’da yapılan miting sonrası mağduriyetlerini tüm Milletvekillerine duyurmak için “EYT için Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi son şans, son viraj 24 Mayıstaki TORBA YASA'dır”sloganıyla harekete geçti. Taleplerinin Erken Emeklilik olmadığına vurgu yapan Emeklilikte Yaşa Takılanlar, ellerinden alınan haklarının iade edilmesi için mücadele ettiklerini belirttiler.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar, Milletvekillerine yazdıkları mektupta; “Mağduriyetimiz 4447 sayılı yasa ile başladı. 4759 ve 5510 ile katlanarak devam etti. “Kazanılmış haklarımız tek, tek elimizden alındı.” “Anayasal suç işlenmiştir! Anayasal olarak kazanılmış haklarımız, anayasal olarak eşitlik haklarımız, elimizden alınmış ve yasalar geriye işletilerek bizler garabet bir mağduriyet oluşturulmuştur. Bu mağduriyete artık hükümetimizin dur demesi gerekmektedir” dediler.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar, Milletvekillerine yazdıkları mektupta aşağıdaki ifadelere yer verdiler:
“Değerli Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekillerimiz,
Bizler EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARIZ sıkıntımızın ERKEN EMEKLİLİKLE Hiçbir ilgisi yok. Üstüne basa basa ısrarla söylüyoruz. Mücadelemiz Elimizden alınan haklarımız için yapılmaktadır.
Elimizden Alınan haklarımız, 08 EYLÜL 1999’da depremin daha acısındayken 4447 sayılı yasa ile başladı. 4759 ve 5510 ile katlanarak devam etti. “Kazanılmış haklarımız tek, tek elimizden alındı.”
“Anayasal suç işlenmiştir! Anayasal olarak kazanılmış haklarımız, anayasal olarak eşitlik haklarımız, elimizden alınmış ve yasalar geriye işletilerek bizler garabet bir mağduriyet oluşturulmuştur.
Bu mağduriyete artık hükümetimizin dur demesi gerekmektedir. Marjinal olmadık, sizlere birçok kere mağduriyetimizi yapılan eylemlerle duyurmaya çalıştık.
Yaptığımız etkinliklerimizle, hükümetimize ve Milletvekillerimize ulaşamaya çalıştık.
Neler mi yaptık; etkinliklerimize Kara koyun getirdik, kendi cenaze namazı kıldık, kendi helvamızı döktük, kendimizi zincirledik, kendi kefenlerimizi giydik, Deveye hendek atlatıp, ters binerek sizlere sorunu çözün diye duyuru yaptık. Meclis içinde olsun, dışında olsun, gerekse Televizyon ekranlarında, basın aracılığıyla sizlere ulaşmaya mağduriyetimizi anlatmaya çalıştık.
Sayın Milletvekillerimiz, Ali Yılmaz arkadaşımızı intihar edip hayatını sırf emekli olabilmek uğruna ailesi için feda etmiştir. Şimdi neyin mücadelesinde olduğumuz nasıl bir duruma düşürüldüğümüz anlaşılmıştır.
Haklısınız dediniz, hakkımızı yediniz.
Adaletsizlikler durmadan devam etti, ne mi oldu? 1999 yılından önce maaş hesaplama oranlarımız ortalama 70 puanlardayken, şimdilerde AKP Hükümetinin çıkardığı 5510 sayılı yasa ile 30 ve 40 lı puanlara inmiştir. Herkes şimdi bakıyor yarın eline geçecek emekli maaşlarının pirim ödediği halde düştüğünü görmeye başladılar. Adaletli kalkınma bu mudur? Neden çalışanların hakları yavaş, yavaş ellerinden alınıyor? Buna dur diyecek bir irade yok mu?
Ölüm var kul hakkı var.
Bu şekilde hakkımız gasp edilmesine kimler karar verebiliyor? Sosyal devlet buna izin verebilir mi? haklarımızı gerisin geriye istiyoruz. Sosyal Devlet bu şekilde davranamaz! Bu yapılanlar yetmedi, birde GSS Mağdurları oluşturdunuz.
Emekliliğini hak ettiği halde yaşa takılan ve bu süreçte işsiz kalan arkadaşlarımızdan, kendisinin ve ailesinin sağlık sigortası primlerini ceplerinden yatırmaları istenilmektedir. 5510 sayılı yasa ile uğradığı ikinci mağduriyet olmuştur.
Sağlık, bütün insanların doğuştan kazandığı kişisel temel bir hakkıdır. Sağlık hizmetleri, Herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve parasız olmalıdır. Bütün sağlık harcamaları başkaca: “Hiç bir katkı, katılım payı, ilave ücret sağlık primi koşulu olmadan genel vergiler’ den karşılanmalıdır.
Genel Sağlık Sigortası uygulaması; Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen devletin temel niteliklerinden sosyal devlet ilkesine, herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını tanımlayan 17. maddesine, “sağlık hakkı” ve sosyal güvenlik hakkına, ailenin korunması ilkesi ve diğer ilkelere ilişkin anayasa hükümlerine, borçlar kanununa, iş kanununa ve ayrıca da onaylanmış uluslararası sözleşmelere aykırılık oluşmaktadır. Ayrıca, resen tescil ile kişisel gelir hesaplanması uygulaması vergilerin kişisel olması temeli ile geliri ve mal varlığı olmayan kişinin bulunduğu hanenin, evinin genel varlık ve kaynakları düşünülmesi nedeniyle bireysel değil, kişiyi ailesi ile bulunduğu ikametgahındaki hane halkıyla birlikte olmak üzere, o kişinin geliri varmış gibi işlemleri resen tescil yolu ile mevzuat nedeniyle mecburen yönlendirilerek aslında ailesini bu ilgisiz yolla dolaylı olarak cezalandırılıyor.
Görülen köyün uzak olmadığı, kılavuz gerektirmediği ortadadır. Binlerce gün pirim fazlası ödeyen bu kişilerin anasının ak sütü gibi helal olan emeklilik hakkı sağlık hakkı oluşmuşken, Lütfedildiği gibi 42 TL GSS Pirimi ile sağlıktan faydalanmak dünyanın hiçbir hukukunca kabul edilebilir değildir. Bunu müjde olarak kamuoyuna duyururken hiç mi vicdanınız sızlamıyor.
Ölüm Var, Kul Hakkı Var
EYT’ nin düşürüldüğü durum ile hakkımız gasp edilmiş ve bizler üzerinde sosyolojik, psikolojik ve ekonomik olarak mağduriyet yaşatılmaktadır. Bizlerin yıpranma payını neyle ödeyebilirsiniz. İntiharların olmasına engel olunmalıdır. Ali Yılmaz gibilerinin aynı duruma düşmesine engel olunmasını hususunda devletimizden artık bir şeyler yapıp bu işe son vermesini şiddetle bekliyoruz.
Haklarını doldurmuş mağdurlarımıza duyarsız kalınması, bizleri daha da çileden çıkartmaktadır. Üçlü koalisyon bu yasayı çıkarmıştır, kanun onaylamıştır deyip, bu maddelerin arkasına sığınıp saklanmayınız. Muhalefetken bu yasalara karşı duruyordunuz, mezarda emekliliğe hayır diyordunuz. Şimdi bu söylediklerinizin arkasında durmanız gerektiğini hatırlatırız.
Verilen yasa tasarılarına, önergelere meclis içerisinde yokmuş gibi görmezden gelerek duyarsız kalıyorsunuz. Bizler destek olan muhalefet partililerini popülistlikle suçluyorsunuz. Bu daha da acıdır, bu konu bir insaniyet sorunudur. Acil düzeltilmesini bu vesileyle tekrar talep ediyoruz.
Saygılarımızla” enerjimagazin