GENEL
Çalışan nasıl öldürülür?
Bazı işletme, dernek, vakıf ve siyasi kurumların yukarı çıkarken bazılarının kaybolup gitmesi tesadüfî değildir. Birçok sebep olmakla beraber en önemli sebebin insandan kaynaklandığını belirtelim. Kendi varlığını muhafaza için yeni fikirlere kapalı olan, yol kesen yöneticiler, kendi koltukları ile beraber işletmelerinin de sonunu hazırlar. Bu sadece ticari işletmeler için değil, dernekler, vakıflar, siyasi partiler, spor kulüpleri, sivil toplum kuruluşları için de geçerlidir.
Bu nasıl olmaktadır sorusuna yazar Ray Pearson’un ciddi bir cevabı var ve kolay anlaşılır bir şey. Sallanan partiler, kurumlar ve işletmeler için faydalı olabilir. Yazar “iyi bir amiri öldürmenin yolları” adını vermiş ama ben “kurumlar ve çalışanlar nasıl öldürülür" diye ifade ediyorum.
Tavsiyelerimiz makamları işgal eden, atanmış, tanıdık referansı ile koltuğa oturmuş, alttan gelenleri koltuğu için tehlike gören, yerini muhafaza için şirketini feda etmeyi göze alan idareciler içindir. Aslında idareciler kendilerinden aşağıda olanların ellerinden tutup daha yukarı çıkmalarına yardım eden insanlar olmalıdır. Fakat bu makale kötü niyetli olanlardan sakınmak için yazılmıştır.
Bir çalışanı öldürmenin ilk yolu onun üzerindeki yükü artırıp mesuliyetini birkaç misline çıkararak onu hayatından bezdirmektir. Oradan oraya koşturun, acele ettirin, geleni karşılatın, gideni uğurlatın, sürekli rapor isteyin, günde üç beş defa çağırıp sorgulayın, telefonu susmasın ter sırtından çıksın. Gece yarıları evine bitap gitsin, sonunda evinde kapıyı açacak kimse bulamasın.
İlk bakışta önemsiz gibi görünür ama er geç bir gün adamın başı elinizde kalır.
Bir süre kafası kesilmiş horoz gibi şuraya buraya sıçrar ama rahat olun sonunda kalkmamak üzere yere yıkılır.
İkinci yol, onu bir yöne doğru hareket ettirirsiniz sonra öbür yöne itersiniz, ondan sonra da bir başka tarafa çekersiniz. Önemli bir konuyu ona verin, çok önemli olduğunu ona anlatın başarılı olursa yüksek mevkilere çıkabileceğini ona söyleyerek zevkle çalışmasını temin edin. Adamcağız büyük bir şevkle işe sarılsın.
Tam bu sırada siz birdenbire fikir değiştirin, onu başka bir işe vermek gerektiğini söyleyin. Onu devamlı bir iş olan uzak bir şehre gönderin, burada uzun zaman kalacağını onun için çevresini iyi tanımasını, önemli kulüplere gitmesini iyi bir evde oturmasını söyleyin.
Aradan bir sene geçmeden adam bütün söylediklerinizi yapmaya çalışırken onu en aşağı 500 kilometre uzakta bir başka şehre gönderin.
Artık onun parçalarını toplayabilirsiniz.
Üçüncü yol, baktınız ki adamın yaptıkları ve fikirleri sizin koltuğu sallıyor. Önce sekreterini görevden alın, sonra odasını üst üste birkaç kere bodrumla çatı katı arasında değiştirin. Size verdiği raporları kaybedin tekrar isteyin, toplantılara sokmayın, hakkında bir yalan uçurarak fısıltı gazetesine verin böylece etrafını onun hakkında şüpheye düşürerek etrafını boşaltarak son darbeyi indirin. Adamcığız zehirlenmiş ve müesseseye olan güvenini, arkadaşlarına olan inancını, kendine olan güvenini kaybetmiştir.
Bir müddet direnebilir ama rahat olun, herkesin sinirlerinin ve vücudunun direncinin bir sınırı vardır. Rahat olun artık boynuna ipi geçirdiniz sizin koltuk emniyettedir.
Dördüncü yol, arkadan hançerlemek olup en garantilisidir.
Herhangi bir konuda cesaretle ortaya çıkıp fikrini savunması için onu teşvik edin. Sağda solda konuşmaya teşvik edin. Sizin desteğinize inansın ve canını bile bu uğurda vermeye hazır hale gelsin.
Ve sonra onu yarı yolda bırakın. Bu öyle tesirlidir ki kahrından ölmesi kesin gibidir. Eğer koltuğunuzu sallayan biri varsa, bu tavsiyeleri yerine getirdiğinizde siz yalnız iyi bir amir (!) olmakla kalmaz, aynı zamanda koskoca bir parti veya müesseseyi de beraberinizde gömmüş olursunuz!.. hikmet köksal türkiye