GENEL
Bakanlık Gıda Mühendislerini Neden Duymuyor?
Ülkemizde her ne kadar yok denilse de maalesef gıda terörü sinsi bir şekilde ilerlemektedir. Gıda alanındaki bu olumsuz ilerleme öncelikle halk sağlığını etkilemektedir.
Gıda Kaynaklı Zehirlenmeler Geçiştirilmemeli!
Gıda kaynaklı sağlık sorunları denildiğinde gıda zehirlenmesi akla ilk gelen şeydir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da yalnızca gözle görebildiğimiz kısma odaklanırız. Akut gıda zehirlenmeleri (genellikle ishal, kusma vb. şeklinde olan ve 2-10 saat içinde etkisini görmeye başladığımız gıda kaynaklı rahatsızlıklar) gündemimizde yer tutar. Gerçekleşmesini istemediğimiz toplu akut gıda zehirlenmeleri haberlerimize konu olurken; bireysel akut gıda zehirlenmelerinden yediğimiz yemeği sorumlu tutmak yerine oturduğumuz soğuk betonu sorumlu tutarak durumu geçiştiririz.
Gıda Terörü Hastalıklara Davetiye Çıkarıyor!
Yetersiz hijyenik koşullar oluştuğu durumda oluşan bakteri kaynaklı zehirlenmeler genellikle tedavi gerektirmez. Bunun dışında hamile bayanlarda düşüğe, kana karıştığında sinir sistemi enfeksiyonları, menenjit, kalp zarı ve mide iltihaplanmasına sebep olarak %20-40 oranında ölümle sonuçlanan bakteriler de vardır. Gıda terörünün sinsi ilerleyen asıl sorumluları mikotoksin ve kimyasal kökenli olan zehirlenmelerdir. Örnek olarak eğer bir gıdada Aflatoksin (Karaciğer kanseri etmeni) oluşmuş ise 270 0C sıcaklığa kadar aktivitesini koruyacaktır. Bu tip zehirlenmeler etkisini yıllar sonra kanser olarak gösterir.
Gıdalarda Taklit ve Tağşiş Nasıl Önlenir?
Gıdalarda taklit ve tağşişi tespit etmek laboratuvar analizlerinin gerçekleştirilmesiyle mümkün olur. Gıdaya uygulanacak analizler ve gıda içerik değerleri Türk Gıda Kodeksi’nde belirtilmiş olup, şirket sahipleri tarafından da bilinmektedir. Bazı kötü niyetli üreticiler bu analizlerden kurtulabilmenin farklı yollarını bulma peşindeler. Yerinde denetim yeterli düzeyde gerçekleşmezse, galip gelen taraf her zaman yenilik arayışındaki kurnaz üreticiler olacaktır. Bu durumda hakkından daha ucuz üretilmiş olan hileli gıdanın piyasaya ucuz sürülmesi, hakkıyla üretim yapan üreticinin maddi, halkın ise sağlık ve kalite yönünden zarara girmesiyle sonuçlanacaktır. Durum bu haldeyken taklit ve tağşişi uzman kadrolarca yapılan yerinde denetimlerle önlemek daha doğru olacaktır.
Gıda Denetimleri Kimlerle Yapılmalı?
Bu riskler ortadayken 2013 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ülke genelindeki kayıtlı 633.020 gıda işletmesi için 514.253 denetim gerçekleştirildiği açıklanmıştır. Verilere göre en iyi ihtimalle 514.253 birimin yılda sadece bir kez denetlendiği ve 118.767 gıda işletmesinin hiç denetlenemediği sonucuna ulaşılmaktadır. Yine Haziran 2013 verilerine göre 4973 denetim personelinin sadece 937'si Gıda Mühendisidir. İlgili alanları bir kısmının teknik bilgi sahibi Gıda Mühendisleri yerine, birkaç haftalık kurslarla denetmen sıfatı verilen çalışanların denetlemiş olması gerçekleştirilmiş olan denetimlerin % kaç oranda verimliliğe sahip olduğu hakkında soru işareti yaratmaktadır. Oysaki bir gıda mühendisi gıda denetimi konusunda kurs görmeye ihtiyaç duymadığı gibi eğitim verecek konumdadır.
Gıda Mühendisleri Bakanlığa Sesleniyor!
AB Komisyonu’nun 8 Ekim’de açıklanan 2014 Yılı Türkiye İlerleme Raporu’nda “Gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı politikası alanındaki ilerleme sınırlı kalmıştır. Genel olarak, bu alandaki hazırlıklar başlangıç aşamasındadır.” ibaresi yer almaktadır. Veterinerlik sözü veteriner hekimleri kast etmemektedir. Avrupada Gıda Mühendisliği şeklinde uzmanlaşmış bir kadro bulunmadığı için Gıda Kontrol hizmetleri veterinerlikle birlikte anılmaktadır. Biz gıda mühendislerini en çok huzursuz eden konulardan biri de teknik bilgi sahibi bizler sayesinde gıda güvenliğinde Avrupa Birliği’nden bir adım önde olabilme şansımız varken ve Sayın Bakan M. Mehdi EKER tarafından 2012-2013 yıllarında bakanlıkta gıda mühendislerine ihtiyaç olduğunu kendi duyurduğu halde şu anda hiç yokmuşuz gibi davranılmasıdır.
Saygılarımızla
Gıda Mühendisleri