GENEL
Ziraat Mühendislerinden Hükümete Çağrı
“Yakın bir gelecekte dünyamızı bekleyen büyük tehlikeleri öngören araştırmaları yapan bazı bilimadamlarının tespitlerine yer veren İngiliz The Guardian gazetesinin paylaştığı haberlerden en önemli olanların başında TARIM ve HAYVANCILIK sektörünün sonunu hazırlayan, insanoğlunun yaşamını sürdürmesi için ilk şart besin ve su kaynaklarını doğrudan tehdit eden iklim değişiklikleridir. Bu değişikliklere neden olan temel sebeplerin başında ise atmosferde biriken zararlı gazların yarattığı sera etkisidir. Sera etkisinin bu yüzyılın sonuna kadar dünya sıcaklığında yaklaşık 2 derecelik artışa sebebiyet vermesi bekleniyor. Isı dengesindeki bu artma ve azalmalar dünyada yeni iklim bölgelerinin oluşmasına sebep olarak, insanoğlu için temel ihtiyaç olan besin stokları üzerinde onarılamaz hasar yaratacak.”Değişen ekosistem içerisinde ülkemiz adına kaygı duyarak, her geçen gün biraz daha azalan tarım alanlarından, ülke nüfus artış hızımıza göre orantılı olarak verimliliği arttırıp daha fazla istifade etmeliyiz.
Tarım ve hayvancılık ürünlerinden temel besin maddelerinin üretimi adına, sınırlı kaynaklarımızdan insanoğlunun sınırsız ihtiyaçlarını en ekonomik düzeyde karşılayabilmek adına ziraat faaliyetlerimizi tamamıyla mühendislik uygulamaları ile bütünleştirmeliyiz. Yüzölçümü Türkiye’nin sadece Konya ili kadar olan bazı ülkeler gelişmiş tarım uygulamaları ile kendine tamamen yetebilirken yine devlet gelirlerinin büyük bir kısmını tarım ve hayvancılık sektöründen yaptıkları ihracatlar ile sağlamaktadırlar.
Çiftçi ve yetiştiricilerimiz ülkemizin yer aldığı iklim kuşağı ve muhafaza ettiği zengin iklim çeşitliliği ile sağladığı zengin flora ve fauna, toprak çeşitliliği açısından insanoğlu için ekonomik değeri olan ve dünyada kabul gören birçok bitkisel ve hayvansal ürününün yetiştiriciliğini yapabilmektedir. Fakat ülkemizin temel sorunu yıllardır süregelen bilinçsiz tarım uygulamaları neticesinde aşırı yüklenilmiş toprak, sulama problemlerimiz, tarım ve hayvancılık prensiplerinden uzak kalan eski atadan kalma ve modernize edilmemiş tarım tekniklerinin hala sürdürülüyor olmasıdır. Verim yönüne göre birim alan ve hayvandan alınan rekoltenin yükseltilmesi adına çiftçi ve yetiştiricilerimizin bitkisel ve hayvansal üretim teknikleri adına donanımlı teknik personeller tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Ülkemizde ÇKS sistemine kayıtlı en az 5 milyon çiftçimizin olduğu ve hala kayıtlı olmayan ve ekstra aile işletmesi olarak bitkisel ve hayvansal üretim yapan daha birçok çiftçi ailemizin olduğu da bir gerçektir. Tarım ve hayvancılık ülkesinde, böylesine zengin bir coğrafyada kendi içimizde yetiştirebileceğimiz stratejik bir tarım ürünü olan “buğday” başta olmak üzere, mısır ve soya için ABD’ye 2012 senesi için 1.1 milyar dolar para ödememizin sebebi de ülkemizde 20 milyon hektardan fazla tarım arazisini ve 5 milyondan fazla çiftçimizi devlet olarak gerekli şekilde örgütlemediğimiz ve çiftçilerimizi iyi organize edemediğimizin bir kanıtıdır.
Ülkemiz adına bazı önemli ürünlerin her geçen sene rekoltesindeki azalmaların ve hatta hayvansal üretimin temel girdisi hayvan yemi üretiminin yetersizliğini tamamen yağış şartlarına bağlamak, yağmur ve kar yağışının yetersiz olduğu bahanesine saklanmak devlete yakışmayan bir durumdur. Devlet olarak tarımsal üretimi Allah’ın nasip ettiği ve meteoroloji bilimi tecrübeleri ile önceden tahmin edebildiğimiz yağışlara emanet etmek ne kadar doğrudur? Gelişmiş tarım ülkelerinde dağlık, taşlık alanlarda, tamamen kurak iklimlerde bile düzgün, doğru tekniklerle inşa edilen sulama sistemleri ile tarımı sürdürülebilir kılmak mümkünse; bizim ülkede neden bahaneler hala yağmayan yağmura kesiliyor?
Ülkemizde 5 milyondan fazla çiftçiye sahada ilgili bakanlığın bünyesinde bitkisel ve hayvansal üretim adına modern tarım ışığında gelişmiş tarım uygulama metotlarınca bilgi veren, çiftçilerimizi modern teknik tarım ve hayvancılığa yönelten , köylerde çiftçiye birebir danışmanlık hizmeti vermesi öngörülen ziraat mühendisi sayısı toplamda 13 bölümden Tar-Gel Projesi ile 6 bin civarlarına ulaştırılmıştır. Bakan bey ve bazı Tarım komisyonu üyelerinin ilgili bakanlığa atanan her meslek grubunu ziraat mühendisi gibi duyurmaları neticesinde kamuoyunun gözünde oluşturulan bu yanlış aktarma durumunu da yine bu vesile ile düzeltelim. Herkesin sandığı gibi atanan 10 bin Tar-Gel personelinin yalnızca 6 bin civarını 13 bölümlü ziraat mühendisleri oluşturmaktadır. Ülkemiz nüfusunun %20’den fazlasının yine 34 binden fazla köyümüzde yaşayan halkımızdan oluştuğu bilinci ile bu kadar fazla köye devlet organizasyonları adına tarımsal danışmanlık hizmeti veren ziraat mühendisi sayısının 6 bin kadar az olması bitkisel ve hayvansal üretimde gelişmiş tarım ülkelerindeki seviyelere ulaşamamamızın temel sebepleri arasında gösterilebilir. Bu hesapla her 6 köye yalnızca 1 ziraat mühendisi düştüğü ve 1 ziraat mühendisine düşen yetiştirici sayımızın da 1000 civarında olduğu gerçeği ile bir defa daha düşünelim. Yetişkinleri modern tarımla birleştirecek yani kırsalda devlet tarım politikaları ile yetişkin eğitimi verecek 1 ziraat mühendisine 1000 civarı yetişkin düşerken yine eğitim veren bir okul öncesi sınıfında bir öğretmene köylerde 2-5 arası öğrenci düşüyor, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde yine bir öğretmene en fazla 25 öğrenci düşüyor. Verimlilik açısından bu örnekler arasında kıyaslama yapılabilir.
Değişen dünya ikliminin olumsuzluklarını tarımsal rekoltede yaşanan düşmelere bahane etmemek adına, mevcut imkanlarda en ekonomik üretime çiftçiyi yönlendirecek ziraat mühendisi istihdamı daha kalıcı ve akılcı bir çözüm olacaktır. Çünkü her sene tohumu toprağa ektiğimizde sırf yağmuru beklersek hem biz aç kalacağız, hem gelecek nesillerimiz aç kalacak ve hatta ithal etmek zorunda kaldığımız samanın yokluğundan hayvanlarımız da aç kalmaya devam edecek. Bu sebeple ham proteinde bile gelecek nesillerimizi dışa bağımlı bir tüketici toplumu haline getirmemek adına bitkisel ve hayvansal üretimi katlayarak arttıracak ziraat mühendislerinin istihdamını sağlamak devletin yükümlülüğüdür. Devletin tarım politikalarını kırsalda çiftçi ve yetiştiricilerimize örgütleyerek, 5 milyondan fazla olan yetiştiricilerimizi tarlasında, bağında, bahçesinde, ahırında, kümesinde, ağılında, arılığında kısacası bitkisel ve hayvansal üretim yapılan her yerde yetiştiricilerimize beşeri sermayesini hizmete sunacak on binlerce ziraat mühendisi Sn. Bakanın verdiği atama sözünü hatırlatarak görevlendirilmeye hazır olduğunu bildirir.
“GIDA GÜVENLİĞİ VE SÜREKLİLİĞİ TARLAYA EKİLECEK TOHUMLARIN SEÇİMİNİN KARARI, TOPRAĞA AŞILANACAK GÜBRENİN TESPİTİYLE, TOPLANACAK SEBZENİN SEÇİMİYLE, BİR MEYVE AĞACINA UYGULANACAK İLACIN MİKTARIYLA, BİR HAYVANIN YETİŞTİRİLDİĞİ AHIR, AĞIL VE KÜMESLE, BİR ARI KOVANININ BIRAKILDIĞI FLORA VE FAUNAYLA, HAYVANA HAZIRLANAN RASYONLA BAŞLAR. İNSANOĞLUNUN HAYATININ SÜREKLİLİĞİ İÇİN İHTİYAÇ DUYDUĞU BESİN DİYETİNİN ÜRETİMİ TOHUM, TOPRAK VE SU İLE BAŞLAR! İŞTE GIDANIN ORJİNİNDE DEVREYE EN BAŞINDA GİREN ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN MESLEKİ EĞİTİMİ İSE TOHUMU VE TOPRAĞI KULLANARAK BİTKİSEL VE HAYVANSAL ÜRETİMLERİ YAPMAKTIR.”
Ülke nüfusumuzun artışı ve azalan tarım alanlarımızın durumu göz önünde bulundurularak kırsalda yaşayan tarım ve hayvancılıktan geçimini sağlayan, ülkemizin efendisi köylümüze, uğraş verdikleri üretim sektöründe teknik bilgi desteğini sağlamak adına ziraat mühendisleri istihdamını yapmak devletin boynunun borcudur. Mezuniyetlerinin ardından yıllardır atanamadan, özel sektörde bile kendi alanlarında işlere istihdamı sağlanamayan ziraat mühendislerini köylümüzle buluşturmak devletin sorumluluğundadır. On binlerce ziraat mühendisi on aydır kendilerine verilen sözlerin artık tutulmasının gerektiğini Sn. Eker ve Sn. Şimşek’e duyururlar. Aylardır GTHB ve Maliye Bakanlığı 1675 ziraat mühendisi atamasının yapılmama sebeplerini birbirlerine atarak, on binlerce ziraat mühendisini oyalayarak, birbirlerini sebep göstererek ertelemişlerse de yaşanan bu belirsiz on aylık sürecin artık sonlandırılmasını beklemektedirler.
23 binden fazla boş kadro ile (her 4 kadrodan 1 kadrosu boş) 5 milyondan fazla çiftçiye verilen hizmetin kalitesinin tartışılmaması için, ziraat mühendisi istihdamı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının hizmet standartlarını ve kalitesini arttırması şarttır. ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN sesini duyarak, devletin sürekliliği ilkesi ile her 4 kadrosundan 1 kadrosu boş olan ve toplamda 23 binden fazla boş kadrosu bulunan GTHB’na bu senenin son iki ayı içerisinde 2500 ziraat mühendisi ataması yapılmasının beklendiğini iyi niyet ve dileklerimizle duyururuz. Teşekkürler.
MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ ZİRAATTIR. M.KEMAL ATATÜRK
“ÇÜNKÜ TÜRKİYE ZENGİN İKLİM ÖZELLİĞİ İLE BİR TARIM VE HAYVANCILIK ÜLKESİDİR”
Barbaros Mk