GENEL
TAR-GEL projesi ve GTHB10 BİN Atama
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER
Tarımsal yayım ve geliştirme projesi ülkemiz tarım ve hayvancılığının modern tarım ülkelerinde olduğu gibi, çiftçi ve yetiştiricilerin üretim imkanlarını en ekonomik düzeye çıkartarak, üreticilerimizi ekonomik anlamda refaha kavuşturmak, dolaylı olarak tüketicilerimizin alım gücünü ve gıda güvenliğini sürdürülebilir bir şekilde temin etmek ve ülkemiz tarım ve hayvancılık gelirlerini arttırarak, ülke ziraatından sağlanan gelirleri coğrafyamıza yakışan müspet seviyelere çıkartmak için modern dünyanın uyguladığı teknik tarım ve hayvancılık uygulamalarını yerli üreticilerimiz arasında uygulamalı olarak yayımını ve gelişmesini sağlamaktı. Bu amaçla hayata geçirilen TAR-GEL Projesinde "Her Köye Bir Ziraat Mühendisi" atanması planlanırken, projenin uygulama safhasında birçok değişikliğe gidildi. Böylece büyük hayallerle başlanan bu projede ülke zirai etkinliğimiz, çiftçi ailelerimizin refahı maalesef herhangi bir gelişme gösteremediği için bu proje başarısız olarak konuşulmaya başlandı. Ancak Avrupa, Amerika ve diğer gelişmiş ülkelerdeki uygulamalardan esinlenilerek başlanılan bu projenin kağıt üzerindeki kısmı örnek ülkelerdeki ile benzeşse de iş uygulamaya gelince kendi amacı ile çelişen, gereksiz bir projeye dönüştü. Oysa amaçlanan hedef için geliştirilen plana bağlı bir uygulama sağlansaydı, ülkemiz tarımsal etkinliği hızla artarak, modern tarım ülkelerinde olduğu gibi bir tarımsal üretim döneminde elde edilen rekolte seviyeleri hızla büyüyecekti. Büyük umutlarla başlanan bu projenin başarısız olduğunun düşünülmesinin sebepleri neler diye düşünürsek;
1. Proje personelleri modern tarımı ve tarım politikalarını çiftçiler arasında örgütlemekle görevlendirilmeleri gerekirken, bu projeye tarımdan anlamayan birçok personel dahil edildi. Bu aşamada proje amacından saptırıldı.
2. Ülkemizde yarısından fazlasında tarımsal üretimin önemli olduğu 81 vilayet, 919 ilçe, 328 bucak, birçoğunda tarımsal etkinlikte bulunulan 31722 mahalle, ekonomisi ziraat etkinliklerine dayanan 18330 köy yerleşkesi bulunuyorken bu yerleşim birimlerine atanan ziraat mühendisi sayısı 6129 gibi çok küçük, önemsiz bir sayıda kalmıştır. Üstelik 6129 ziraat mühendisini 13 farklı bölüm olarak düşündüğümüzde sayı bölüm başına 471 gibi komik bir sayıda kalıyor. Yani ülkemizde 5 milyondan fazla çiftçimize kırsal kalkınmayı sağlamak için atanan personel sayısı bölüm başına 471, ÇKS'li 5 milyon çiftçi düşünüldüğünde ise 10615 çiftçi başına sadece belli bir bölümden 1 ziraat mühendisi denk gelmektedir. Bir sınıfta ders veren öğretmenler açısından bir öğretmen başına düşen 25 öğrenci başarı oranı açısından ideal sayı iken örneğin bir zootekniste düşen ortalama 10615 çiftçiye yayım yapmasından başarı bekleniyor. Ancak bu kadar az sayıda personelden kaliteli hizmet ve başarı beklemek sadece karşılıksız bir beklentidir. Bu personeller 5 milyondan fazla çiftçinin kayıt defterini zamanında sisteme girmeye bile yetmeyecek kadar az sayıdadır.
3. GTHB'nin merkez kadrolarında 20 binden fazla açık bulunmasına rağmen, hizmette aksamaya sebep olan bu kadrolara il/ilçe müdürlükleri her sene personel atanması için talepte bulunmalarına rağmen bakanlıklar arasındaki uyuşmazlık sebebi ile bu boş kadrolara atama gerçekleştirilmemektedir.
4. Merkez kadrodaki 20 binden fazla bu personel boşluğunu ise asıl görevi kırsal kalkınma adına köylüye ve çiftçiye arazide hizmet vermesi gereken Tar-Gel Personeli ile gidermeye çalışan il/ilçe müdürlüklerinin köy kadrosundaki bu personeli asıl görev yerlerine göndermek yerine, merkezde tutmaları sebebi ile proje sahaya indirilememiştir.
5. İlgilenenlerin bildiği gibi yıllardan bu yana Bakanlık ve TAR-GEL Personelleri arasında mesleki özlük ve statü anlaşmazlıkları yaşanmaktadır. Bu anlaşmazlıkların çözülmemesi ise projenin sahada uygulanmasını güçleştirerek, projeyi başarısızlığa sürüklemektedir.
6. TAR-GEL personellerinin birçoğu atandığı köylere gidip, mesleğini icra etmek yerine, merkezde iş gücü açısından atıl şekilde beklemeyi tercih ettiklerinden dolayı ve bu personeli köylüye ve çiftçiye hizmet götürmek mecburiyetinde olmalarına rağmen merkezde atıl beklemelerine göz yuman bakanlık ve bakanlığa bağlı il/ilçe müdürlerinin esnek tutumları bu projeyi başarısızlığa iten en büyük etmendir.
7. Personeller atama sözleşmesine imza attıkları anda köy kadrolarına razı olmalarına rağmen, göreve başladıkları anda konaklama, ulaşım, iletişim, köy şartlarına sözleşme hukukuna aykırı şekilde itiraz etmeleri ve mesleklerini icra etmemeleri motivasyon ve hizmet isteği arzularını körelterek bu projeyi başarısızlığa itmiştir.
8. Yine TAR-GEL Personellerinin tayın ve imza hakları diğer bakanlık personellerinden tecrit edilerek, farklı bir statüde değerlendirilmesi ile mühendislik vasıflarının göz ardı edilmesi bu personeller arasında bir infial yaratarak, mesleklerinden soğumalarına sebep olmuş ve yine projeyi başarısızlığa sürüklemiştir.
9. Projeye atanan personeller gelişmiş, çağa uygun, modern, teknik tarım ve hayvancılık uygulamalarının teorik ve teknik yayımını yapabilecek ziraat mühendisleri olduğu için bu projeye istihdam ziraat mühendisleri bölümlerinden planlanarak yapılmaya devam edilmelidir.
10. Ziraat fakültelerinin kendi içerisinde en az 13 bölümden oluştuğunu, bu bölümlerin mesleki eğitimleri de göz önünde bulundurularak atama yapılacak bölgenin uygulamadaki en etkin ve ekonomik zirai faaliyetine ve ekolojik tarım modeline en uygun personelin özenle belirlenerek, planlama yapılarak atanması gerekmekteyken, proje uygulamasında sanki mesleki bir torpil söz konusu gibi hayvansal üretim yapılmayan yerleşkelere birden fazla veteriner hekim atanmış ancak o bölgede ekolojik şartlar göz önüne alındığında en ekonomik üretim şekline uygun bölümler ziraat mühendisliğinde iken buralara plansızca atamalar gerçekleştirilmiş ve projenin amaçsız bir kimliğe büründürüldüğü, başarısızlığın önemsenmediği ortaya çıkmıştır.
11. Milletin vergisi ile millete hizmet yolunda hayata geçirilen, millet sponsorlu bu proje kırsal kalkınma açısından gerçekten eşsiz bir proje olmasına rağmen, maalesef ülkemizde farklı meslek gruplarının bu projeye monte edilmesi ile Tar-Gel amacından bilerek saptırılmış, plansız bir projeye dönüştürülerek, istenilen verimliliğin alınamadığı bir uygulamaya dönüştürülmüştür. Personelinin görevi öncelikli olarak kırsal kalkınmayı sağlamak iken uygulamadaki görevi sadece canlı-cansız envanter sayıcı, demirbaş listesi tutucu, tahrir defteri sorumlularına dönüştürülmüş ve bakanlık kendi eli ile modern tarıma uygun, teknik anlamda sürdürülebilir ekonomik tarım modelinin yayımının rahatlıkla sağlanabileceği bu projeyi başarısızlığa mahkum etmiştir.
Projenin uygulamasındaki yanlışlıkları daha kısa özetlersek:
GAP içinde kurulan barajların sadece olimpik yüzme havuzu olarak kullanıldığını, başka bir işe yaramadığını hayal edin; işte kırsal kalkınmayı desteklemek amacı ile hayata geçirilen TAR-GEL'in uygulamadaki hataları ile dönüştürüldüğü durum size hayal ettirdiğim o aslı olmayan GAP örneğindeki gibi bir projeye dönüştürülmüş olmasıdır...
Bu nedenlere daha onlarca farklı neden eklenebilir. Ancak bu kadarla sınırlandırarak ABD ve Avrupa'daki benzer projelerde görülen uygulama safhasının biran önce bizim ülkemizde de uygulanmasını ümit ettiğimizi bildiriyoruz. Bu proje ile devlet bütçesinden şimdilik heba edilen bütçeden, başlangıçtaki amaca yakışır şekilde fayda sağlayarak, çiftçi ve yetiştiricilerimizi, köylümüzü ve vatandaşımızı karlı hale getirmek için, ülkemizi refaha kavuşturarak, ekonomik anlamda kalkınmak için, projenin amacı olan kırsal kalkınmayı gerçekten sağlamak için bu projenin kağıt üzerindeki kısmı, sahada da derhal hayata geçirilmelidir. Bunun için projeye uygun personelin başlangıçta belirttiğimiz 30 binden fazla yerleşkenin ekolojik durumu göz önünde bulundurularak, tarımsal üretim şekline uygun bir ziraat mühendisinin planlanarak atanması gerekmektedir.
Gelişmiş tarım ülkelerinde neredeyse büyük tarlası olan aile/işletme başına devletçe istihdam edilmiş bir ziraat mühendisi düşmekte iken bizim ülkemizde bu sayı 6-7 yerleşkeden birine sadece 1 ziraat mühendisi oranına kadar gerilemektedir. Milli ekonomimizin temeli ziraat iken, her köye birden fazla imam, birden fazla öğretmen ve 3-5 Kur'an-ı Kerim öğreticisi atamasının yapılması hayal olmayan ülkemde, neden her köye bir ziraat mühendisi ataması sadece lafta ve güzel hayallerde kalıyor? Bizler atanan diğer hizmet personelleri gibi devlet bütçesine doğrudan gider olarak yansımayan, aksine devlet ekonomisine sürekli getirisi olan teknik personeller iken, bizim atamalarımızın yapılmaması, üstelik de saman ve canlı hayvan ithal eden ülkemizde on binlerce işsiz ziraat mühendisinin yıllardır atama bekliyor olması ülke geleceğimiz açısından endişe verici bir durumdur. Biz ziraat mühendisleri diğer meslek gruplarının atanmasına elbetteki karşı değiliz ancak bizim yıllardır süregelen bu mağduriyet halimizde sadece diğer personellerin atanmalarına tanıklık ediyor olmak bizleri derinden üzüyor. Ülkemizin, çiftçi ve köylümüzün biz ziraat mühendislerine ihtiyacı var! Bizler üreten personeliz. Üreten personele yapılacak yatırım hiç bir zaman zarara dönüşmez. Üreten teknik personel olan ziraat mühendisi ataması demek; bu mühendislerin teknik verimliliği ile arttırılacak ülke bütçesinden daha fazla öğretmen, daha fazla imam, daha fazla hizmet personeli atanması yapılabilir demektir.
Bizlere yıllardır verilen atama sözleri neticesinde ve ülke ziraatımızın endişe verici hali açısından,köylümüze hizmet yolunda 13 bölümlü ziraat fakülteleri mezunu işsiz mühendisler olarak devletimizden 10 bin atama yapılmasını talep ediyor, gerekliliğimiz konusundaki görüş, bilgi, şikayetlerimizi yetkililere ve değerli milletimize duyuruyoruz. isteklerimize ilgisiz kalmayan milletimizden de #GTHB10BİN atamasına destek vermelerini istiyoruz. Lütfen on binlerce işsiz mühendisimizin bu çağrısına artık kulak verin.2 senedir sadece verilen sözlerde kalan #GTHB10BİN atamasının biran önce yapılmasını, ailemiz, mağduriyetimize tanık olan akrabalarımız ve yakın çevremizle beklemekteyiz. 13 bölümlü ziraat fakültesi mezunları olarak 10 bin atama hayal değil, gerçek olsun istiyoruz.