Enerji-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmud Altunsoy, İşçi Haber’e verdiği röportajda sendikalarla ilgili yolsuzluklar, denetim zayıflıkları ve işçilerin haklarının ihlali konularında dikkat çekici ifadelerde bulundu. Altunsoy, sendikaların iç denetimlerinin yetersizliğine ve tekelleşmiş yapılar nedeniyle işçilerin haklarının gaspedildiğine vurgu yaparak, sendikacılıkta doğru bir vizyonun yerleşmesi gerektiğini belirtti.
ÖZEL HABER: İLKNUR HAYLAZ
Altunsoy, Türkiye’deki sendikalarda görülen yolsuzluklar ve denetim eksiklikleri üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özellikle sendikaların iç denetim mekanizmalarının yetersizliği ve tekelleşme sorununa dikkat çeken Altunsoy, işçilerin haklarının gaspedildiğini dile getirdi.
1980 dönemindeki işçilerin sendikalarla olan ilişkileri ve 2009’da işçi bayramının yeniden kazanılması gibi konulara da değinen Altunsoy, “Bizim amacımız işçi haklarını savunmak değil, işçi camiasına gerçek anlamda bir vizyon ve misyon bırakacak bir sendika anlayışı geliştirmektir” diyerek sendikacılığın önemini vurguladı. Kendisi ve sendikasının işçilere sosyal yardımlar sunarak ve onları yalnız bırakmadan güçlü bir sendikal anlayış oluşturmayı hedeflediğini ifade etti.
Sendikal yolsuzluğun kaynağı: Denetim eksikliği!
Altunsoy, daha önce yaptığı açıklamalarda da belirttiği gibi, sendikalardaki yolsuzlukların en büyük nedenlerinden birinin denetim yetersizliği olduğunu belirtti. 1996 yılına kadar sendikaların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetlendiğini söyleyen Altunsoy, o tarihten itibaren resmi bir denetim mekanizmasının bulunmadığını dile getirdi.
Altunsoy, “6356 sayılı ‘Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi’ kanunu 7 Kasım 2012’de yürürlüğe girdi. Ancak sendikalar, Yeminli Mali Müşavirlere kendilerini denetlettiriyorlar ve bu süreçte denetimlerini kendileri belirliyor” dedi.
Kendi iç denetimlerinin de zayıf olduğuna dikkat çeken Altunsoy, sendikanın denetleme kurulunu kendilerinin seçtiğini ve üyelerin sendikalarını denetleyecek bir mekanizmaya sahip olamadıklarını ifade etti.
Sendika üyeliği: Noter üzerinden!
1980 yılındaki askeri darbenin ardından işçilerin sendika üyeliği konusunda maruz kaldıkları zorlukları anlatan Altunsoy, “1 Mayıs’ın işçi bayramı olarak kutlanması yasaklandı. 1980’den 2009’a kadar işçiler, sendikalar konusunda pek çok şeyden mahrum tutuldu” dedi. İşçi sınıfının bu süreçte noter vasıtasıyla sendika üyeliği yapmak zorunda kaldığını belirterek, sendikaya üyelik için gerekli olan masraflara da dikkat çekti.
Sendikal tekelleşme ve haksızlıklar!
Altunsoy, yetkili sendikadan istifa ederek yetkisiz bir sendikaya geçildiğinde geçmiş hakların kaybedileceğini belirtti. “Bu durum emeklilikte de etkili oluyor. Dolayısıyla bu tekelleşmiş sendikal yapıyı aşmak kolay değil” ifadeleriyle durumu özetledi. Ayrıca, sendikalar arasında istatistiklerin yanıltıcı olduğunu ve bazı sendikaların, üye sayısını abartarak gösterdiğini belirtti.
Altunsoy, sendikaların denetlenmediği sürece yolsuzlukların ve hırsızlıkların son bulmayacağını vurguladı.
Doğru sendikal yaklaşım: İşçilerin haklarını savunmak!
Altunsoy, işçilerin barajsız sendika taleplerini mantıksız bulduğunu belirtti. Baraj sisteminin sendikal rekabetin kaliteli hale gelmesi için gerekli olduğunu savundu. Bu sistemin işverenler tarafından suiistimal edilebileceğinden endişe ettiğini ifade etti.
Ayrıca, işçilerin grev hakkının olmadığı enerjide, bu konudaki taleplerin dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini belirten Altunsoy, grevlerin ekonomik zararlara yol açabileceğini kaydetti. Ancak diğer sektörlerde grev hakkının korunması gerektiğini de vurguladı.
Sendika gücü: İletişim ve dayanışma!
Altunsoy, sendikanın en güçlü yönünün iletişim olduğunu ifade ederek, işçilerin sendikalarıyla sürekli irtibat halinde olmalarının önemine değindi. Sendikaların, üyeleriyle sağlıklı bir iletişim kurmalarının gerektiğini ve bu konuda kendi sendikalarının örnek teşkil ettiğini belirtti.
Yardım ve destek: İşçilerin yanında olmak!
Altunsoy, üyelerine sosyal yardımlar sunarak onların yanında olmaya çalıştıklarını ve “90 bin lira gibi bir desteği vefat eden üyelerinin ailelerine sağlıyoruz. Ayrıca, çeşitli sosyal yardımlar dağıtarak işçilerin kendi paralarını onlara geri yukarı taahhüt ettik” sözleriyle destek verdiklerini aktardı.
Demokrasi oyunları ve sendikal güven!
Son olarak, Altunsoy, sendikacıların halkı yıllarca demokrasi oyunlarıyla kandırdığını belirterek sendikalara olan güvenin azaldığını ifade etti. 52 yıl sonra alternatif bir yetkili sendikanın barajı aştığını, ancak diğer sendikaların bunu başaramadığını kaydetti.
Altunsoy, “Bizim amacımız sadece üye sayısını artırmak değil, işçi camiasına gerçek anlamda bir vizyon ve misyon bırakmak” vurgusunu yaptı.