SENDİKA
ŞEHİT ANNELERİNE ŞÜKRANLARIMIZLA...
BİZ BU ÜLKEYİ KARŞILIKSIZ SEVDİK, BİZLER DEĞİL İHANET EDENLER KORKSUN
Türkiye Kamu-Senin Anneler Günü nedeniyle tüm Şehit Annelerini yılın Annesi seçerek taçlandırdığı bu yılki Anneler Günü töreni başta Ankara olmak üzere tüm illerimizde yapıldı.
Ankara İçkale Otel'de yapılan tören şehitlerimizin ruhları ve aziz hatıraları için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Hemen ardından tüm şehitlerimizin ruhu için Kur'an-ı Kerim tilaveti yapıldı.
KONCUK: SÖZLERLE ANNELERİ İFADE ETMEK YETMEZ
Ben Antepliyim, Şahinim ağam,
Mavzer omzuma yük,
Ben yumruklarımla dövüşeceğim.
Yumruklarım memleket kadar büyük. diyerek sözlerine başlayan Genel Başkan İsmail Koncuk, törene katılan tüm şehit anneleri ve toplantıyı organize Türkiye Kamu-Sen Kadın Kolları Başkanlığına teşekkür etti. Koncuk, Bu topraklar için can veren tüm şehitleri rahmet ve minnetle anıyorum. Anneler bizim en değerli varlıklarımızdır. Azeri bir Türk Şairi, Toprak da anasız kalmasın diye
Toprağın bağrında yatar analar. diyor. Analar bu kadar kıymetli ve özeldir bizler için. Sözlerle anneleri ifade etmek yetmez. Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi milleti millet yapan değerler konusunda her zaman hassastır. Türkiye Kamu-Sen bu milletle sevinmeyi, yürümeyi, dertlenmeyi ister. Ben değil buranın Genel Başkanı bir üyesi olmaktan şeref duyuyorum. Kadın Kollarımıza bu güzel ve özel günü tertipledikleri için çok ama çok teşekkür ediyorum. dedi.
KONCUK: BUGÜNLER TARİHİ GÜNLER DEĞİL, İHANET GÜNLERİDİR
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyetinde insanların barış ve huzur içinde yaşadığını belirten Koncuk, son 10 yıldır Türkiyenin ayrıştırılmaya çalışıldığını söyledi. Koncuk, Ülkemiz çok sıkıntılı günlerden geçiyor. Sayın Başbakan önceki gün yaptığı bir konuşmada, bu günler için tarihi günler ifadelerini kullanıyor. Ben ne yazık ki bu günleri tarihi bir gün olarak değil, ihanet günleri olarak nitelendiriyorum. TBMM kurulalı tam 93 yıl oldu. 93 yıldır bu coğrafyada yaşayan insanlar bir millet olarak bir arada durdu, bir arada yaşadı. Ancak son 10 yılda ise tam bir aymazlık yaşanıyor. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı bu birliği birileri ortadan kaldırmaya yok etmeye çalışıyor. Yaşananların en üzücü tarafı ise milletin bir kısmı bu süreci oturduğu yerden seyrediyor. Analar ağlamasın, akan kan dursun gibi süslü sözlerle, mütareke basınının manşetleriyle yaşanan bu ihanet süreci perdeleniyor. dedi.
KONCUK:ŞEHİTLERİMİZE ALENEN İHANET EDİLİYOR, BİRİLİERİDE SEYREDİYOR. YAZIKLAR OLSUN
Şehitlerimizin bizlere bıraktığı hatıralarına ihanet edildiğine vurgu yapan Genel Başkan Koncuk, bu ihaneti seyredenlere yazıklar olsun dedi. Koncuk, Düşünceniz, siyasi partiniz, ideolojiniz ne olursa olsun, hepimizin ortak paydası Türkiye Cumhuriyetinin bölünmezliği ve birliğidir, bu konuda asla bir taviz söz konusu bile olamaz. Bu millet Orta Asyadan gelip Anadoluyu vatan yapana kadar milyonlarca şehit verdi. Tabii bizde millet olarak şehitlerimize hep sahip çıktık. Dualarla gazilerimiz, şehitlerimiz hep andık ama bugün şehitlerimize alenen açıkça ihanet ediliyor ve birileri bu ihaneti seyrediyor, yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun. Bir ülkede ateş sadece düştüğü yeri yakıyorsa, şehit Mehmetçiğimize, polisimiz, imamımıza, öğretmenimize, askerimize yalnızca anaları ağlıyorsa, babaları ağlıyorsa birileri de bunu seyrediyorsa ve dün kanı yerde kalmayacak diyenler bu millete ihaneti yutturuyorlarsa bu millet ayağa kalkmalıdır. dedi.
KONCUK: SOYU SOPU BELLİ OLMAYANLARIN BU BAYRAKTA HİÇBİR PAYI YOKTUR
Türk bayrağının rengini şehit kanından aldığını ifade eden Genel Başkan Koncuk, biz bu topraklar ve bu bayrak için elbette canımızı vereceğiz dedi. Koncuk, Elbette kimse ağlamasın ama şehit kanı ile bu vatan kuruldu.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır! Uğrunda ölen olmayan bir toprak vatan olamaz. Bu bayrağın rengi nereden geliyor? Bu renk şehit kanlarından geliyor. Soyu sopu olmayanların, dedesinin atasının bu bayrakta hiçbir payı yoktur. Elbette vatan için canımızı vereceğiz. Bu coğrafyada binlerce yıldır vatanımız olan topraklarda birileri bunu yıkmak istiyorsa bizler buna asla müsaade etmeyiz. dedi.
KONCUK: ŞEHİT ANALARI VE BABALARI BU SÜREÇ İÇİN ÇOCUĞUMU KAYBETTİĞİM GÜNDEN DAHA ÜZGÜNÜM DİYOR!
Türkiye kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, şehit ailelerinin yaşanan bu süreçten son derece rahatsız olduğunu belirterek, Şehit Aileleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Hamit Kösenin Oğlumu kaybettiğim günden daha üzgünüm dediğini ve bu sözlerin anlayanlar için çok şey ifade etmesi gerektiğini vurguladı. Koncuk, Şimdi soruyorum bu ihanet sürecini yapanlara ve şehit anaları da burada. Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğimiz Şehit Aileleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Hamit Köse bir cümle söyledi, çok önemli.bu sürecin başladığı gün çocuğumu kaybettiğim günden daha üzgünüm diyor. Bu ne demek biliyor musunuz şehit Anneleri , şehit Babaları? Benim çocuğum unutuldu, bugün benim çocuğumun bu vatan için ölme sebebi ortadan kaldırılmıştır. Benim evladımı katledenler itibar görüyor demektir. İşte bu şehit Babasının sözleri olayı anlayabilenler için ortaya koyan net bir ifadedir bu sözler. dedi.
KONCUK:TÜRKİYE KAMU-SEN BU SÜRECİN İÇİNDE ASLA OLMAYACAKTIR
Türkiye Kamu-Senin bu ihanet süreci içinde asla olamayacağının altını çizen Genel Başkan İsmail Koncuk, Biz bu ülkeyi karşılıksız sevdik, biz değil ihanet edenler korksun dedi. Koncuk, Bu sürecin için de biz asla olmadık, olmayacağız. Bu sürecin bir ihanet süreci olduğunu her yerde anlatacağız. Korkmayacağız, çekinmeyeceğiz. Başımıza ne gelir hesap etmeyeceğiz. Bu ülke için en değerli varlıklarını evlatlarını şehit veren Anneler Babalar bundan endişe duymazken biz neyin endişesini taşıyacağız. Biz bu ülkeyi karşılıksız sevdik, bu ülkeye ihanet edenler korksun biz korkmayacağız, çekinmeyeceğiz. Ben tüm Annelerin önünde saygıyla eğiliyorum. Şehit Annelerini yılın annesi ilan ediyoruz, Sadece Ankarada değil tüm Türkiyede bu faaliyetimiz şu anda yapılmaktadır. Bugün yapılan elbette sembolik bir törendir, sizler sadece bugünün ya da bu yılın değil tüm yılların hatta asırların annelerisiniz. Hepinize saygılar sunuyorum. diyerek sözlerini noktaladı.
LEYLA POLAT: BÖLÜNMÜŞ BİR VATAN HAYAL EDENLERİN DÜŞLERİ KURSAKLARINDA KALACAK
Törenin açılışında bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen Kadın Kolları Başkanı ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkan yardımcısı Leyla Polat ise sözde çözüm sürecini eleştirerek şehitler üzerinden pazarlık yapıldığını bununda en çok şehit annelerini yaraladığını söyledi. Polat konuşmasında, Dünyamızda yaşamış, yaşayan ve yaşayacak olanların varlık sebebi Annelerdir.Ayaklarının altına cennet serilmiş, vatan varlığıyla özdeş olmuş, bildiğimiz ne kadar kutsal varsa adları onun adıyla birlikte anılmış annelerimiz.Yüreğimizi vatan sevgisiyle, Allah sevgisiyle dolduran, gözünden sakınarak büyüten; başımızın tacı, gönüllerimizin ilacı, elleri öpülesi annelerimizin günü bugün Şüphesiz ki evlat uğruna feda edilen, evlatlar için yaşanan ve tüketilen bir ömrü bir güne sığdırmak; anayı, anaları bir günde anmak, anlatmak mümkün değildir. Bu anlamlı ve güzel günde bizlerle beraber olan siz değerli konuklarımıza ve Aziz şehit analarımıza da en kalbi sevgi ve şükranlarımızı sunuyoruz. Vatana adını veren, can veren yiğitler doğuran ey kutsal analar Yüce Mevlaya şükrediyorum ki sizler varsınız. Sizler var oldukça sevginizden, merhametinizden ve şefkatinizden evlad-ı vatan sahiplenecektir. Anadolunun anaları var oldukça; vatana kurban yetiştirdiğimiz evlatlar boynu bükük kalmayacaktır. Bütün canlıların ortak bir vasfı vardır. Hepsi başlangıçta zayıf ve acz içinde gelir dünyaya Çıktıkları hayat yolunun başlangıcında ne yolu tanırlar, ne yolcudan haberleri vardır. Bu karmaşık yolun dikenleri daha ilk günden çıkar karşılarına Ağlamaktan başka bir şey yapamazlar. Bu acizlikten kurtulmak için şefkate, ilgiye muhtaçtırlar Ellerinden tutacak, yedirip-içirecek, giydirip-yetiştirecek bir güç ararlar, merhamet beklerler İşte bütün bunların toplamıdır ana Şefkat ve merhamet en güzel şeklini anaların gönlünde bulur Hele insandaki analık özelliği, hiçbir varlıkta olmadığı kadar üstündür. Çünkü insan yavrusunun fiziki varlığı yanında ruhu da söz konusudur. Ve ona sunulacak ilk gıda da anada bulur kaynağını Yavrusunun ağzına süt verirken, ruhuna da sevgi üfler adeta analar Ana kucağı bu işte Şefkat bu Merhamet, acıma, sevme bu Analar merhamet ve acıma duygusunun en fazla yüklendiği insanlardır Asalet burada başlar Zerafet bu noktada şekil bulur Fazilet bu kaynaktan beslenir Adına erdem dediğimiz ne varsa ilhamını bu kaynaktan alır. Analar ne yiğitler doğurmuş deriz. Seni doğuran anaya kurban olayım deriz. Anasına bak, kızını al deriz. Ana dil, Ana vatan Anayurt, Anayasa. böyle uzayıp gider bütün yollar anada kendini bulur. Ey bu topraklar için toprağa düşen şehitlerin anneleri kolay mı besleyip büyüttüğün yavru yerine bağrına taşlar basmak ? Kolay mı gözün gibi baktığın evladını gözden çıkarmak ? Bunu bir o bilir sadece Ana yüreği bilir Hiç kimse anlayamaz, hiçbir tasvir anlatamaz o duyguyu Vatana böyle sevdalı bizim analarımız Bayrağa böylesine aşık Yüreğine taş basıp, gönül meyvesini kutsalları için ölüme uğurlayan Buğulu gözlerini, yanık yüreğine merhem eden analarımız haklarını asla ödeyemeyiz. Ömrünü bize adayan annelerimizi bir gün hatırlamak yeter mi ? Bugün bu salonda bizlerle bir arada bulunan şehit annelerinin hakkını ödeyebileceğimiz bir değer varmı ?Hele bugün Türkiyede evlatlarını şehit edenlere neredeyse merasimle geçiş töreni yapıldığı, PKK paçavralarını açanlara izin verilip Şehit annesine Türk bayrağı açması nedeniyle biber gazı sıkıldığı, Akil adam denilen ama kimin adamı neye hizmet ettikleri gayet açık olan 63 kişinin Türkiyeyi gezerek, gittikleri her yerde şehit annelerinin yüreğini sızlattığı bir ortamda hepimizin yüreği buruktur. Kütahya Simavlı şehit annesi Hamide Demirtaşın bu çözülme sürecine destek olanlara Hakkımı Helal Etmiyorum diyerek gözyaşları içerisinde tepki göstermesini hangi yürek unutacak, hangi hafıza silecek ? Tüm bu yaşananlar nedeniyle bu hükümetin şehit annelerine bakacak yüzü yoktur. Çünkü bunlar şehitlerin kemiklerini sızlatmakta, şehit annelerinin de yüreklerini dağlamaktadırlar. Bugün şehit annelerine böylesi bir süreci yaşatanlara Türk Milletinin kadınları olarak bizde hakkımızı helal etmiyoruz.Ülkemizi bölme hevesi ile ellerini ovuşturanlar, Eyalet sistemi kuracağız diye ümit edenler,Bölük pörçük bir Türkiye Hayal Edenler,Bayrağın renginin, Ülkenin isminin değiştiği günlerin hülyasına dalanlar,Hepinizin düşlerini kursaklarında bırakacağız. Çünkü bu vatanda Türk Milleti var oldukça, Türk anneleri evlatlarını yetiştirdikçe sizler asla emellerinize kavuşamayacaksınız. Bizler daima sizin karşınızda olacağız. Size karşı vatan ve millet diyeceğiz. Kıymetli Anneler;Bugün belki kamuda çalışan annelerini yaşadığı sıkıntılardan, süt ve doğum izinlerinin bir türlü uzatılmaması gibi durumları da sizlerle paylaşmak isterdim. Mobbing, Şiddet, Amir Baskısı gibi anneleri ve kadınları yıldıran konulara değinmek isterdim ama ülkenin hali, milletin durumu karşımda da şehit anneleri olunca böyle bir konuşma yapmak istemedim. Biz Türk kadınlarına söz konusu vatan olunca gerisi tefarruat olur. Şerife bacılar, Nene Hatunlar, Halide Edipler hep vatan ve millet için yanıp tutuştular. Vatanı, Milleti ve Bayrağı için yaşamayı ve ölmeyi şeref saydılar.Bizde onların yolunda ilerliyoruz, yolları yolumuz, vatan için herşey feda edilir diyoruz. Bugün anneler günü nedeniyle gerçekleştirdiğimiz bu güzel programı çok özel bir hale getiren şehit annelerimizin önünde bir kez daha hürmetle eğiliyor, sizler için ne yapsak azdır diyorum.Ayrıca bu hafta hemşireler haftası olarak ta kutlanmaktadır. Sağlık meleklerimizin bu haftasında kutlamak istiyorum. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son veriyor, başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerin anneler gününü kutluyor, dualarımla hepinizi Allaha emanet ediyorum. Dedi.
İSMAİL KILIÇ: ŞEHİT ANASI OLMAK ZORDUR
Şehit aileleri Federasyonu adına bir konuşma yapan Avukat İsmail Kılıç ise, Türkiye Kamu-Sene bu tören için teşekkürlerini sunarken, İl dışında olması sebebiyle toplantıya katılamayan Şehit Aileleri Dernekleri federasyonu Genel Başkanı Hamit Kösenin mesajını konuklara iletti. Kılıç, İl dışında olmam sebebiyle bu güzel ve anlamlı günde aranızda olamayacağım. Bu vesileyle tüm şehit annelerinin anneler gününü kutlar, başta Kamu-sen olmak üzere bu güzel programın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür eder,saygılar sunarım.
Kösenin mesajının ardından konuklara seslenen Kılıç, şehit annelerinin her yerde ve her şeyde çocuklarını ve onların kokularını aradıklarını belirtti. Kılıç, Öncelikle başta Kamu sen Başkanımız İsmail Koncuk Bey olmak üzere tüm kamu sen yöneticilerine ve çalışanlarına bu güzel ve anlamlı günde bizleri bir araya getirdikleri için kendilerine Şehit aileleri ve şehit anneleri adına huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Bu gün çocukları yanında olan ve her an çocuklarının sesini duyan nefesini hisseden bir çok anne için çok önemli ve çok özel bir gün.Ama bir de bu gün evlatlarının acısı ile hayatlarını idame ettirmek zorunda kalan şehit anneleri var ki, onlar için ise çok hüzünlü ve bir o kadar da gurur verici bir gündür.Şu bir gerçektir ki, hiçbir kadın şehit annesi olarak dünyaya gelmez. Ama bir anda öyle bir şey olur ki bu bazen hain bir kurşundur bazen de hain bir pusu. İşte bundan sonra büyük bir acı o ana yüreğini yakar ve artık şehit annesi olunur. Şehit annesi olmak, büyük bir acıya göğüs germektir,tarifsiz bir acının muhatabı olmaktır. Şehit acısı bir anne için en büyük yıkımdır, en büyük acıdır; ama kaderdir, ama başka bir şeydir şehit annesi olmak Yazılmışsa bir annenin alnına artık kurtuluş yoktur. Elbette şehit annesi olmak buruk bir gururdur. Vatan için bayrak için toprağa düşmek kolay olmasa da şehit olmak başka şeydir.İşte bu yüzden onca acıya rağmen şehit annelerinin ağzından gururla süzülür vatan sağ olsun diye o anlamlı söz. Bazen bir çok şeye kızarız, isyan ederiz ama bu sözü söylemekten hiçbir zaman imtina etmeyiz.Çünkü bu vatanın ve bu bayrağın bir bedeli olduğunu hep biliriz. Şehit anneleri de bunu çok iyi bildikleri için bu söz gerçekten onlar açısından, bu vatan için ödenebilecek en büyük bedeldir.Bunun hiçbir maddi karşılığı yoktur.Bunun geri dönüşü de yoktur.Ama bunun şehit annelerinin yüreğinde buruk bir gururu vardır.O buruk gururla yaşama devam etmek hiçte kolay değildir. Kolay olmayan o buruk gurur, şehit annelerini ömürleri boyunca ayakta tutar.Aslında bu gerçek bazen acıdır.Anneler günü gelir o şehit anneleri,anneler günü gelmesin isterler.Şehit annesi için anneler günü hüzün demektir.O hüzünlü gün, yani anneler günü şehit annelerine en zor gün olur.Çünkü herkes evladını koklarken o anneler başka şeylerde çocuklarının kokusunu aramaya devam ederler.Bilirler ki, bir daha hiç gelmeyecek şehit evlatları.Bilirler ki , anneler o özel günde çocukları ile bir şekilde iletişim kurmayı hak ederler.Ama şehit anneleri çocukları ile iletişimi buz gibi mezar taşlarında ararlar.Bu kolay dayanılır bir durum değildir.Bu yüreğimizi yakan ,canımızı acıtan özel bir durumdur.Gerçek acıdır,bazen ne mutlu ki şehit annesi olmuş diyenler olur.İşte o zaman şehit anneleri isyan ederler.Sorarlar kendi kendilerine , Şehit annesi olmak mutlu olmak mıdır? diye. Doğrusu bu yakıştırmadan hep rahatsız olurlar, Şehit annesi olmak, mutlu olmak değildir.Tarifsiz bir acıdan kim mutlu olur ki?Bazen de sapla samanı karıştıranlar yüzünden acılarının arttığını hissederler.Anneler gününde hatırlanmak ,ziyaret edilmek acılarını artırsa da kapılarını hep açık tutarlar.Ziyaretçilerini şehit evlatları gibi görürler.Anneler gününde acıları artsa da hatırlanmak ziyaret edilmek onları biraz olsun mutlu eder.Bugünler de şehit annelerinin acılarının ve hüzünlerinin zirvede olduğu günlere tanıklık etmekteyiz. Malum siyasi iktidar, hali hazırda şehit annelerinin evlatlarının katilleri ile hain bir alış veriş içerisindedir. Torbalarında ise, Türkiye Cumhuriyetinin değerleri, kimliği üniter yapısı ve şehitlerimizin asil kanları bulunmaktadır, Bu hain davranış modeli, hepimizi derinden etkilediği gibi, elbette ki en çok şehit analarını etkilemekte ve yaralamaktadır. Bu tutum ve davranışlar, şehit analarının tarifsiz acılar yaşamasına sebebiyet vermektedir. Bu hain süreç başladığında, yalancılıkta ihtisas yapmış olan siyasi piyonlar her söylemlerinde sürecin anaların ağlamamasını amaçladığını ifade etmişlerdir. .Buradan sürecin mimarlarına şunu sormak istiyorum.Peki şehit annelerine yapılan bu ihanet nedeniyle ortaya çıkan dipsiz bir gözyaşı gölünde boğulacağınızı hiç aklınıza getirmez misiniz? Bizce sürecin adı hainlerin penceresinden bakıldığında, şehit anaları daha fazla nasıl ağlatılır, daha fazla nasıl kanatılır olmalıdır. Dileğimiz o dur ki; bu hain sürecin parçası olan herkesin, bir gün şehit analarının masum, ama bir o kadar da hüzün kokan göz yaşlarının içerisinde boğulmasıdır. Aslında tam da bu nokta da daha çok fazla konuşulacak şeyin olduğunu düşünüyorum ama değerli vaktinizi almamak ve şehit annelerini daha fazla hüzünlendirmemek adına konuşmamı burada bitirmek istiyorum. Ve sözlerimi üstad Necip Fazıl KISAKÜREKin annesi için yazdığı şiirin birkaç mısrası ile sonlandırmak istiyorum.
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var,
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim.
Başta şehit annelerimizin olmak üzere bütün annelerimizin ellerinden öpüyor, bu çok özel günlerini saygıyla ,minnetle kutluyorum. Hepinize saygılar sunuyor,. Herkese iyi günler diliyorum. Diyerek sözlerini noktaladı.
ŞEHİT ANNESİ SAİME ARSLAN: HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ
Törende son konuşmayı ise şehit annesi olan Saime Arslan Yaptı. Açılıma tepki gösteren şehit annesi hakkımı helal etmiyorum diyerek yapılanları eleştirdi. Arslan, Ben anneliğin sonsuzluğunda yarım bırakılmış bir anneyim.
Evet, ben bir anneyim.
Sevdası yüreğinde ölümsüz ama beraberliği yarım bırakılmış bir anne.
Saçları, yüzü, elleri yerine toprağı okşayan, evlat kokusu yerine toprağın kokusunu dolu dolu ciğerlerine çeken bir anne.
Bayramları, özel günleri buruk geçen, yüreği her daim yangın yeri olan bir anne.
Biliyorum, nefesim yettiği sürece oğlum benimle.
Onunla geçirdiğim 20 yıl boyunca biriktirdiğim anılarla yanımda.
Bu acı tarif edilemez bir duygu ama gurur duyuyorum, vatanını korumak uğruna onsuz kalmış olsam da gururluyum.
Sadece benim değil tüm şehit annelerinin evlatları, kınalı kuzuları şu an bedenen olmasa da ruhen biliyorum ki burada ellerimizi öpüyorlar.
Acılarımız bir olduğu gibi, hislerimiz de bir, burukluğumuzda
Bugünde her gün olduğu gibi kelimelerin düğüm düğüm olduğu bir gün.
Biz bu acılara gururla dimdik ayakta katlanmaya çalışırken, bizim evlatlarımızı katledenlere hoşgörü ve sevgiyle yaklaşılması bizim acılarımızı kat kat artırmaktadır.
Evlatlarımızın kanlarını ellerine, yüreklerine bulaştıranlara hakkımızı helal etmiyoruz.
Niyetim ateş olmuş yüreklerimizi yeniden alevlendirmek değil, sadece bugün de diğer günler gibi evlatlarımızı vatan uğruna yitirsek de bu dünyaya getirmiş olmaktan onur duyduğumuzu dile getirmek... Ve bizlere bu günün en güzel hediyesi; onların şehitlik mertebesine erdiklerini bilerek bir nebze acımızı hafifletmeye çalışmaktır.
Bugün münasebetiyle
Bir Canım Olsa da Fedadır Yurda
Yedirmem ülkemi Köpeğe Kurda
Vatan Kalesinde Yüksek Bir Surda
Şehit Olursam Ağlama Anne
diyen Çocuklarımız adına tüm annelerin özellikle yüreği yarım, yangın yeri şehit annelerinin anneler gününü kutluyor. Hepinize teşekkür ediyorum. Dedi.
Konuşmaların ardından şehit annelerine Türk milleti adına teşekkür ve şükranlarını sunan birer belge takdim edildi.
Tören hep birlikte yenilen yemeğin ardından okunan ilahilerle son buldu.
Törene Genel Başkanımız İsmail Koncuk, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı Hasan Hüseyin Yılmaz ve eşleriyle birlikte Genel Merkez yöneticilerimiz, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.
kamusen.org.tr