Eğitim ve Yönetim Sendikası (EYSEN) Genel Merkezi, Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) yönlendirdiği bir mektupta, Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ve ona dair yönetmeliklerde yaşanan sorunları gündeme getirdi. Sendika, şube müdürlüğünden öğretmenliğe geri dönen bazı üyelerinin başöğretmenlik başvurusunun reddedildiğini, bunun da adaletsizlik yarattığını belirtti ve bu durumun ivedilikle düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
Mektubun İçeriği ve Gerekçeleri:
EYSEN, 05.02.2025 tarihli ve 2025/EYSEN/GM/2._7 sayılı mektubunda, ÖMK ve ilgili yönetmeliklerin öğretmenlerin beklediği kariyer basamaklarını sağlaması noktasında yasal bir çerçeve oluşturduğunu vurguladı. Ancak, bu düzenlemelerin uygulanmasında bazı aksaklıklar yaşandığını duyurdu.
Mektupta, ilgili kılavuzun 5. maddesine referans verildi. Bu maddede, “Bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görev yapanların, diğer hizmet sınıflarına atananlardan yeniden öğretmen olarak atanması durumunda, bu geçiş sürelerinin dikkate alınacağı” ifade ediliyor.
EYSEN, bu maddenin varlığına rağmen, şube müdürlüğünden öğretmenliğe geçen üyelerinin başöğretmenlik başvurularının reddedilmesi karşısında şaşkınlığını dile getirdi. Reddin gerekçesi olarak ise, ilgili yönetmeliğin Geçici Madde 1-(1)’inde yer alan “18/10/2024 tarihinde görevde bulunan öğretmen ve uzman öğretmenler…” ifadesinin kullanılması gösteriliyordu. Sendikaya göre, bu ifadenin dar bir şekilde yorumlanması, 18.10.2024 itibarıyla öğretmen veya uzman öğretmen olmayanların başvurusunun kabul edilmemesine neden oldu.
EYSEN’in Talepleri:
Haberin Ayrıntıları:
EYSEN’in mektubu, ÖMK ve ilgili yönetmeliklerin uygulamasındaki sorunları gözler önüne serdi. Şube müdürlüğünden öğretmenliğe dönen ve uzun yıllar Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan bireylerin başöğretmenlik başvurularının reddedilmesi, bu grubun mağdur olmasına sebep oldu. EYSEN, bu sorunun çözümü için MEB’e çağrıda bulundu.
Haberin Önemi:
Söz konusu haber, ÖMK ve ilgili yönetmeliklerin uygulanmasındaki zorlukları ortaya koyması açısından kayda değer. Özellikle geçiş hükümleri ve maddelerin yorumlanmasındaki farklılıkların neden olduğu mağduriyetlerin ortadan kaldırılması gerektiği ön plana çıkıyor. EYSEN’in bu konuyu gündeme getirmesi, sorunun çözülmesi yönünde bir adım atılması açısından önemli bir gelişme olabilir.
