Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan çocuk gelinler konusu şüphesiz, ekonomik, sosyal ve kültürel bir çok yönden ele alınması gereken bir konudur. Hal böyleyken bazı medya organlarında sorunun dini nikaha indirgenerek “imam nikah kıymasa sorun çözülür” gibi bütün sorumluluğu imamlara yüklemesi Yeşilçam’dan kalma imam taassubunun hala devam ettiğini göstermektedir. Cumhuriyet sonrası ‘vurun kahpeye’, ‘kibar feyzo’ tiplemelerindeki filmlerde din görevlilerinin olumsuz figürler olarak gösterilmesi ve bunun üzerinden toplumda olumsuz bir algı olarak gösterilme çabası bugün dahi geçmişteki ideolojik düşünceli gazetelerin malzemesi olmaya devam etmiştir. Toplumsal bir sorunun, tek suçlusunun din görevliler olarak gösterilmesi hastalıklı bir bakış açısının ürünüdür.
Diyanet-Sen olarak yıllardır nikahın tek olduğunu bununda devlet eliyle yapılması gerektiğini savunduk. Bu ikili duruma son verilmesi için de belediye başkanlarına, gemi kaptanlarına, köy muhtarlarına verilen nikah kıyma yetkisinin müftülere de verilmesini talep ettik. Son günlerde yaşanan olaylar da bu konudaki haklılığımızı yine ortaya koymaktadır. İsteyen insanlara müftü aracılığı ile nikah kıyılarak resmiyet altına alınması ardından yapılacak dua ile kişilerin dini hassasiyetlerinin de dikkate alınması sorunu büyük ölçüde çözecektir. Dini nikah adı altında çocuklarımızın ve kadınlarımızın mağdur edilmesi kabul edilemez.
