KAMU
Müfettişlerin mağduriyeti nasıl önlenir?
Ben İş Müfettişi Yardımcısı olarak Ankara'da görev yapmaktayım. Bu mesleklere yardımcı olarak girilmekte ve 3 yıllık yardımcılık dönemi sonunda yapılan yazılı ve sözlü yeterlilik sınavında başarılı olma sonucunda atanılmaktadır. Müşterek kararnameyle atanmayan kariyer meslek mensupları genellikle yeterlilik sınavında başarılı oldukları ayı takip eden aydan itibaren müfettiş, denetçi, uzman vb. maaşı almaya başlarken, müşterek kararla atananlar bu atama süreçinde yardımcı maaşı almaya devam etmektedirler. Normalde yeterlilik sınav sürecinden sonraki 3-5 ay içinde güvenlik soruşturması (maksimum 60 gün) da dahil rutin olarak tamamlanan bu atamalar son dönemlerde oldukça uzun sürmektedir. Bu atama süreçlerinin uzaması insanlarda hem maddi hem de manevi büyük kayıplara neden olmaktadır. Bu sorunu nasıl çözebiliriz?
Daha önce bu köşeyi takip edenler, 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun'a yönelik eleştirilerimizi hatırlayacaklardır. Özellikle müşterek kararnameli atamaların kapsamı o kadar genişletilmiştir ki bu kararnameleri imzalamaya ayırdıkları süreler dahi Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın ciddi bir mesaisini alacak noktaya gelinmiştir.
Soruda bahsedilen İş Müfettişlerinin ve benzer şekilde de Vergi Müfettişlerinin atamasının müşterek kararname ile yapıldığı düşünüldüğünde rakamın ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Bu atamaların bazen çok uzun süre alması mağduriyeti de arttırmaktadır. Bu nedenle atama sürecinin prosedür gereği uzun sürmesi nedeniyle maaş kaybının önlenmesi için kararnameli atanan müfettişlerin 2451 sayılı Kanun'da yapılacak bir değişiklikle kararnamesiz atanmalarının sağlanması oluşan mağduriyeti sıfır noktasına getirecektir. Bazı müfettişler bu önerimize kızacaklardır ama gereksiz bir kuru prestij ya da Resmi Gazete'de isminin çıkması yönündeki reklam hevesi maalesef atamaların gecikmesi nedeniyle ciddi mağduriyetler oluşturmaktadır. Soruda yaşanan dramatik gerçek durumu çok güzel özetlemektedir.
Atamanın bir aylık gecikmesinin maliyeti ne kadardır?
Yeterlik sınavını kazanan bir müfettiş yardımcısı 7'nci dereceli Müfettiş kadrosuna atanmaktadır. 7 Kasım itibarıyla 7. Dereceli Müfettişin alacağı net maaş 4.065 TL'dir. 8. Derecedeki bir Müfettiş Yardımcısı ise 3.598 TL net maaş alacaktır. Dolayısıyla Müfettiş kadrosuna atanılamayan her ay için 467 TL maaş kaybı olacaktır. Aynı durum derece yükselmesi için de geçerli olacaktır. Ocak ayında ise bu tutar daha da artacaktır.
Hangi müfettişlerin ataması müşterek kararname ile yapılır?
2451 sayılı Kanun'un 2'nci maddesinde; “Bu kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere Bakanlar Kurulu kararı ile, (2) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere müşterek kararla atama yapılır” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre, Bakanlıkların Rehberlik ve Teftiş, Rehberlik ve Denetim, Denetim Hizmetleri başkanları, Bakanlık Müfettişleri (Maliye Bakanlığı Vergi Müfettişleri ve Bankalar Yeminli Murakıpları dahil) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişleri müşterek kararname ile atanmaktadır.
2451 sayılı Kanun'da yer almayıp ta kurumların teşkilat kanunlarında yer alan hükümlere göre müşterek kararname ile atanan personellerde bulunmaktadır. Daha önce bakanlık müfettişi olup da teşkilat kanunları ile denetçi yapılan müfettişler de kararnamesiz atanmaktadır.
Hangi müfettişlerin ataması müşterek kararname ile yapılmaz?
Ancak, bu kanunda yer almayan müfettişler müşterek kararname ile atanmamaktadır. Yani bakanlıklar dışındaki kurumlarda görev yapan müfettişler müşterek kararname ile atanmaz. Hatta daha önce ismi müfettiş olup ta bakanlıkların denetçi kadrolarına atananlar da bakan onayı ile atanmaktadırlar. Bunlar arasında genel müdürlük müfettişleri SGK Müfettişlerini sayabiliriz. Hatta genel müdürlüklerin teftiş kurulu başkanları da müşterek kararnamesiz atanmaktadır.
Müşterek kararname ile atananlar daha mı güvencelidir?
Müfettişlerin atama, görevde yükselme, yetiştirilme gibi hususları özel yönetmeliklerinde düzenlenmektedir. Dolayısıyla müşterek kararname ile atanan müfettişler ne kadar güvenceye sahipse diğerleri de aynı güvenceye sahiptir. Ancak, bunların göreve atanmasında ve görevden alınmasında geçen süre atanma şekline göre değişmektedir. Yani müşterek kararname ile atananların müfettişliğe atanması ile üst dereceli müfettiş ve başmüfettiş kadrolarına atanmaları uzun süre almaktadır. Atamaların uzun süre gerektirmesi ise ister istemez atanmayı uzatmakta ve mağduriyet oluşmaktadır.
Özellikle vergi müfettişlerinin ve iş müfettişlerinin sayıca çokluğu dikkate alındığında Başbakan'ın ve Cumhurbaşkanı'nın ne kadar gereksiz bir işle uğraştırıldığı daha iyi anlaşılacaktır. Diğer bürokratik işlemleri de dikkate aldığımızda işin çığırından çıktığı görülecektir.
Müşterek kararnamesiz müfettişlerin daha güvencesiz olduğu yönündeki algı son derece yanlıştır. İster kararnameli ister kararnamesiz olsun müfettişlerin müfettiş güvencesi her zaman koruma altındadır. Önemli olan müfettişin duruşunun oluşudur.
Bu çerçevede kararnamesiz atanan SGK Müfettişlerinin kararnameli atanan İş Müfettişlerinden daha güvencesiz olduğunu söyleyemeyiz. Örneğin kimse SGK Müfettişlerini kararnamesiz diye kapı dışarı etmiyor. Hatta hakim statüsünde olan Sayıştay Denetçilerinin kararnamesiz ataması ne bunların prestijini ne de güvencesini azaltıyor.
Kararnameden ziyade müfettişin duruşu kalitesini belirler
Her şartta vicdanlarının sesini dinleyen ve bildiklerinden şaşmayan müfettişlerin işleri her geçen gün zorlaşsa da bunlar hiçbir zaman değer kaybetmezler. Bunlar gösterdiği duruş nedeniyle uzun süren turnelerden dolayı evlerine dahi dönemezler. Bunlar içerisinde kararname ile atananlarda vardır kararnamesiz olanalar da.
Bütün müfettişler çok iyi bilirler ki müfettişleri cezalandırmanın çok sayıda yöntemi vardır. Bunlar arasında en bilinen yöntem müfettişin çok sayıda teftiş göreviyle görevlendirilmesi ve zamanında yetiştiremediği için de disiplin cezası ile cezalandırılması yöntemidir. Maalesef birçok müfettiş bu yöntemle hizaya sokulmaya çalışılmıştır. İşportacılar gibi her konuda istenildiği gibi rapor yazan müfettişler maalesef işlerini vicdanlarına göre yapanları zora sokmuştur.
İdarelerin en fazla tiksinti duyduğu aynı zamanda da vazgeçemediği müfettiş tipi ise maalesef işportacı tipi müfettişlerdir. Bunlar arasında kararnameli olan da olmayan da bulunmaktadır. Yani bunlar her türlü rapor yazmaya teşni olan müfettiş tipleridir. Bu ifadelere hiç kimsenin kızmaya veya öfkelenmeye hakkının olmadığını düşünüyoruz. Sırf idarelerin imha etmek isteyip de bu tür müfettişler marifetiyle imha ettiği personellerin sayısı hiç de azımsanmayacak miktardadır. Bu tür teftişlere maruz kalan personellerin ve ailelerinin çektiklerini kimse bir kenara koyamaz. Ya da çok vahim suçlar işlediği halde korunan ve kollanan personellerin de miktarı azımsanmayacak miktarlardadır. Bütün bu olup biten olaylar karşısında her kesin şapkasını çıkarıp nerede hata yapıldığını araştırması ve bu hatalardan ders çıkarması gerekmektedir. Basit bir soru bizi nerelere getirdi değil mi? Hiç kimse kızmasın biz aynadaki yansımaları kaleme aldık. ahmet ünlü yeni şafak