EĞİTİM
MEB’de sular ne zaman durulacak?
Gerçekten de “Su bulanmadan durulmaz.” mı? İşlerin yolunda gitmesi için önce rayından çıkması, sonra da düzelmesi mi gereklidir? Son zamanlar da MEB’de su gerçekten kelimenin tam anlamı ile bulandı. Bulanan suyun durulması için zaman gereklidir. Fakat öyle bir vakitteyiz ki; iyi saatte olsunlar hiç kimsenin suların durulması için beklemeye tahammülü yok. “Bu arada suyu kim bulandırdı?” sorusunun cevabını aramaya kalkanlarımız da olabilir. Fakat bu sorunun cevabını bulabilecek olanın olduğunu ben pek düşünmüyorum. Çünkü taraf olanlar veya karşı taraf olanlar direkt olarak birbirlerini hedef göstereceklerdir. İki taraftan da olmayıp, objektif olduklarını söyleyen kişilerin kafaları da su gibi berrak değil maalesef bulanıktır.
Uzun süre 4+4+4 eğitim sistemini konuştuk. Bu sistemin tam oturduğunu söyleyebilir miyiz? Fakat bunu bile konuşmaya vaktimiz yok. Çünkü bize mi öyle geliyor bilinmez ülkemizde eğitim gündemi o kadar çabuk değişiyor ki; bir konuyu nihayete vardırmadan kendimizi çok farklı bir konuyu tartışırken buluveriyoruz.
MEB kademelerinin her kademesindeki kişilerin rotasyonu mevzuu da bomba etkisi yarattığı söylemleri ile gündeme gelmişti. Fakat o konu da çok uzun süre gündemde kalamadı. Zaman zaman temcit pilavı gibi tekrar tekrar sofraya getirildi durdu. Fakat taraf veya karşı tarafların tüm ataklarına karşın bu konuda da bir arpa boyu yol alınabildiğini söylemek mümkün değil.
Gündeme bomba gibi düşen olaylardan bir diğeri de SBS olarak bilinen, liselere geçişte kullanılan sınavların değiştirilmesi idi. Bu da çok büyük söylemlerle eğitim gündemine geldi. Fakat veli, öğretmen ve öğrenci kendi hayatında ve öğrencisinin hayatında o kadar çok değişiklikleri yaşamıştı ki; “Her ne değişiklik yapılırsa yapılsın yapının çok fazla değişmeyeceği, sınav sisteminin bir şekilde devam edeceğini düşündüğünden olsa gerek pek de beklenen etkiyi yapamadı.” Nasrettin Hoca’nın filler hikayesi sınavlar gündeme gelince kamuoyunun hemen hatırına geldi. Tartışmalar bu konuda da nihayete ermeden değişen sistemde TEOG sınavları gerçekleştirildi. Sınavlar konusunda süreç hâlâ devam ediyor.
Hani tüm bunların üzerine işin “tuzu, biberi” olan beklide toplumda kangren hâline dönüşen, kimsenin bu işin kanser gibi çaresi bulunamayan bir mevzu olduğunu düşündüğü “Dershaneler” konusu kamuoyunun gündeminde her zaman var olan yerini bir başka şekilde yeniden işgal etti. Kimsenin çözüleceğine inanmadığı dershaneler olayı taraflar arasında çok tartışıldı. Fakat bir türlü çözüm yolunda anlaşılamadı. Konu hakkında herkesin birleştiği nokta bu işin bir çözüm yoluna ulaşması gerektiği; fakat çözüm noktasında bir birliktelik yine maalesef yok. Komisyondan geçen yasa tasarısı dershaneleri süreç içerisinde dönüştüreceğe benziyor. Fakat gündemden düşeceğine ise kimse garanti veremez.
Kamuoyunda “Dershane tasarısı” olarak bilinen “MEB Temel Eğitim Kanunu ve Bazı Kanun Maddelerinde Değişiklik” meclise sunulduğunda eğitim dünyasının gündemi yine birdenbire değişiverdi. Çünkü kanun tasarısının içerisinde MEB’in gündeminde uzun süredir üzerinde çalışılan, sürekli yönetmelikler çıkarılan 100 bin civarındaki eğitim yöneticisini etkileyen kanun maddeleri de yer alıyordu. Gündem birdenbire okul müdürlerinin, müdür yardımcılarının 4 yıllık süreyi tamamlamaları ile görevlerine eğitim öğretim yılı sonunda son verilmesi ve asıl görevleri, başlama kadroları öğretmenliğe döndürülmeleri ile değişiverdi. Yılların birikimi okul yöneticiliğinden “Pat!” diye öğretmenliğe dönmek gerçekten kolay bir iş olmasa gerek. Tasarı kamuoyunun gündemine geldiğinde her konu gibi bir çok boyutu ile tartışmaya açıldı. İlk önceleri çok büyük bir eğitim çalışanını etkilediği için etkilenen kişiler ve diğer eğitim çalışanları arasında böyle bir olayın gerçekleşemeyeceği hatta seçimden önce böyle bir olayın gündeme dahi alınamayacağı görüşü hakimdi. Fakat tasarı komisyondan ufak değişikliklerle jet hızıyla geçti. Çok kısa bir süre içerisinde, haftasonuna kadar da meclisten geçmesi an meselesi.
Eğitim sendikaları konuyu çok fazla irdelemeye vakit bulamadılar. Fakat tabiri caizse birdenbire karşılarına çıkan bu durum için; bugün Türk Eğitim Sen ve Eğitim Sen ortak bir kararla kanun tasarısını protesto etmek için iş bırakma eylemine gideceklerini ilân ettiler.
Gelişmeleri hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Su bulanmadan durulmaz. Suların durulması, eğitim lehine kazanımların sağlanması dileklerimizle bu günlük yazımıza son verelim. (memurhaber)