Mersinin Mut ilçesi İlice İlköğretim Okuluna 28/09/2009 tarihinde 4/B statüsünde sözleşmeli öğretmen olarak atanan ve burada 14/06/2010 tarihine kadar görev yaptıktan sonra KPSS puanına göre 17/06/2010 tarihi itibarıyla Şirinler Anaokuluna kadrolu öğretmen olarak göreve başlayan üyemizin, sözleşmeli personel statüsünde geçen hizmet süresinin zorunlu hizmet yükümlülüğünden muaf tutulma, sözleşmeli öğretmenlikte geçen hizmet sürelerinin kazanılmış hak aylık derece ve kademe ilerlemesinde, adaylığının kaldırılmasında değerlendirilmesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali için Eğitim-Bir-Sen olarak Batman İdare Mahkemesinde açtığımız dava, işlemin yürütmesinin durdurulmasıyla sonuçlandı.
Mahkeme kararında, Anayasanın 10. maddesinde herkesin ayrım gözetilmeksizin eşit olduğu, devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları, 128. maddesinde kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği belirtilerek, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Uygulamayı İsteme Hakkı kenar başlığını taşıyan 17. maddesinde, Devlet memurları bu kanun ve bu kanuna dayanılarak yayınlanan tüzük ve yönetmeliklere göre tayin ve tespit olunup yürürlükte bulunan hükümlerin kendilerine uygulanmasını istemek hakkına sahiptirler kuralına yer verildiğine dikkat çekildi.
Batman İdare Mahkemesi, kararında, 657 sayılı Kanunda kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği düzenlenmekte olup, sözleşmeli personelin de genel anlamda kamu görevlisi olduğuna kuşku bulunmadığı gibi sözleşmeli olarak görev yapmakta iken kadrolu olarak yeniden atananların unvan ve görevinde bir değişiklik ve bir kesintinin bulunmadığı, 67-57 sayılı Kanunun sistematiği gereği aynı görevin iki farklı statüde yerine getirildiği açıktır.Bu hukuki ve fiili durum birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmeli öğretmen olarak görev yapan davacının kadrolu olarak atanması üzerine mesleğe yeni başlıyormuş gibi değerlendirilerek adaylık sürecine alınması, özlük ve parasal haklarının önceki hizmeti yokmuş gibi düzenlenmesi, kademe ve derecesinin eski görevi dikkate alınmadan belirlenmesi, kadrolu öğretmenlerin faydalandıkları zorunlu hizmet muafiyeti ya da özür grubu atamalarından faydalandırılmaması vb. diğer uygulamaların eşitlik ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır… ifadelerine yer vererek, KHK ile sözleşmelilere verilen hakların KPSS ile atananlara verilmemesini hukuka aykırı buldu.