Demokratikleşme paketi doğrultusunda kıyafette yönetmelik değişikliğine gidildi. Yönetmelik başörtüsü özgürlüğü yönünden takdirle karşılansa da içeriğinde özgürlükçü mantıktan söz edilemez.

Yapılan düzenleme ile hem erkek çalışanların sesine kulaklar tıkanmış, hem de kadın çalışanlara yasak kalkmamıştır.

Paket ilk açıklandığında başörtüsünde sınırlama olduğu sürece buna özgürlük denilemeyeceğini, yasağın hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini deklere etmiştik. Yapılan yönetmelik değişikliği ile yasakçı zihniyetten henüz kurtulamadığımız bir kez daha anlaşılmış oldu.

Temel insan hakları üzerinde hiç kimsenin tasarruf hakkı olmadığı, dini inançların da bu hakların başında geldiği bilinmektedir. Üç iş kolunda yasağın sürdürülmüş olmasının izahı ne temel insan hakları ile ne de inanç değerleriyle izah edilebilir.

Kamuda başörtüsü özgürlüğünde kısmi özgürlük getirilmiş olması, bu kadınlarımızı anlayamadığımız gibi,bilinçaltında hala dışladığımızı da göstermektedir. Bunun dini bir vecibe olduğu ve bizim bu insanları sonuna dek böyle kabul etmemiz gerekliliğini artık kabullenmeliyiz. Başı açık kadın hâkim ve savcı olabilirken, sadece başının örtülü olması gerekçesiyle bir ayrımcılık getirilmiş olmasının hukuki izahı olamaz. Başörtülü kadınlarımıza bu türden bakış açıları, başörtüsü özgürlüğünü anlamadığımızın ve bunu hala içselleştirmediğimizin göstergesidir. Öncelikle herkesi sadece insan olduğu için temel haklarına saygı duyup, eşit görmeliyiz. Başörtülü kadınlarımıza, başı açık kadınlarımıza tanınan haklar aynen tanınmadığı, yasaklanmış tek bir alan kaldığı sürece buna özgürlük denilemez. Tersine kafaların bir kenarında yasakçı anlayışın bir şekliyle devam ettiğini gösterir.

Yine yapılan değişiklikte erkeklerin bıyık şekli, favori boyu gibi bir takım komik tanımlamalara dokunulmamış, medeniyet yularına itibar kazandırılmıştır. Fransızların geleneksel giysilerinden olan kravatı takınca iyi memur, takmayınca kötü memur mu olunacak? Şeklin öze galebe çalmasına, “ye  kürküm ye” anlayışına pirim vermeye devam.

Erkek çalışanların taleplerine kulak tıkayan, başörtüsünde kısmi özgürlüğü öngören düzenlemenin adı özgürlük olamaz. Olsa olsa hükümetin anladığı kadar özgürlük olur.