Netanyahu hükümeti, bölgedeki kaosu kendi varlık sebebi olarak değerlendirmekte ve yönünü Kıbrıs’a çevirmiş durumda. Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı Başkanı ve 1974 mücahidi Celâl Bayar, “İsrail ile savaş kaçınılmaz gibi. Siyonist emellerini zaten açıkça gösterdiler. Kıbrıs’ın Yahudi arsası olmadığını bu zalim çetelere göstermeye hazırız” şeklinde bir açıklama yaparken, Kıbrıslı emekli albay Mehmet Dağman, “Güneyde İsrail askerî hareketliliği arttı” dedi. Rum Akel Partisi yönetiminden Elias Demetriou ise, “Ada ciddi ve büyük bir tehdit altında. İsrail’in kirli hedefleri uğruna Türk, Rum, çocuk, kadın ve yaşlı ayrımı yapmadan hepimizi acımasızca katledeceğini biliyoruz. Burası ortak vatanımız ve birlikte savunabiliriz” şeklinde konuştu.
Lefkoşa’da emekli albay Dağman, siyonist tehdidin askeri boyutunu detaylandırarak, “Netanyahu ve siyonist yapı sadece Kıbrıs’a değil; tüm Doğu Akdeniz’e hakim olma amacı güdüyor. Güney Kıbrıs artık fiilen bir İsrail askeri garnizonu haline geldi. İsrail, Barak füzelerini bize yönlendirdi. Bu füzeler, stratejik noktalara yerleştiriliyor ve tek tuşla birçok hedefe fırlatma kapasitesine sahip. Üstelik bu füzelerin menzili 150 kilometreye kadar ulaşabiliyor. İskenderun, Mersin ve Antalya dahil Akdeniz kıyı şeridi bu bataryaların hedefinde. Millî savunma sanayimizin durumu itibarıyla etkili karşılık verme yeteneğimiz mevcut. Türk milletine karşı üstünlük sağlama gibi bir şansları yok fakat vazgeçmeyeceklerinden de eminiz, çünkü uzun vadeli bir işgal planı oluşturuyorlar” şeklinde değerlendirdi.
YÜZLERCE SİYONİST ASKER MEVCUT
Dağman, İsrail’in Kıbrıs’a müdahale sürecinin Rum tarafı tarafından başlatıldığını vurgulayarak, “Orada etkin bir askeri ve siyasi irade yok. Füzeleri kendi uzman ekipleriyle kontrol ediyorlar. Kara, deniz ve hava savunma sistemleri de yine İsrail askerleri tarafından yönetiliyor. Emir ve komuta tamamen onlara ait. Rum tarafında yüzlerce siyonist askerin bulunduğuna dair bilgiler mevcut. Mossad’ın ikinci merkezi de Güney Kıbrıs’ta hizmet vermeye başladı. Tüm alanlarda belirleyici bir güç haline gelmiş durumdalar. Yıldırım Kalkanı adındaki 2,5 milyar avroluk savunma sistemi, Barak ile entegre edilerek İsrail’e bağlandı. Netanyahu doğrudan Rum lider Hristodulos’a talimat veriyor. Çünkü tüm sistem esir konumda.” ifadelerini kullandı.
RUM YÖNETİCİ: BİRLİK OLALIM
Alelade Kıbrıs’ta konuştuğumuz Rum Akel Partisi yöneticisi Elias Demetriou, “Siyonist tehlikenin bilincindeyiz. Bu konuda gereken duyarlılık gösterilmezse, akıbetimiz Gazze’den kötü olur. Kimse buna şüphe etmesin. Siyonistler, Rum ya da Türk ayrımı gözetmeden bu topraklardan hepimizi sürdürebilir veya yok edebilir. Birbirimizle uğraşmak yerine, bu tehdide karşı iş birliği içinde olmamız gerekiyor. Çünkü Kıbrıs hepimizin ortak vatanı” dedi.
KKTC LİDERİ TATAR: TÜRK ASKERİ GİDERSE GAZZE’YE DÖNERİZ
KKTC’de Pazar günü cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleştirilecek. Yeniden aday olan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 40 yıldır Kıbrıs’ta iki devletli çözümü savunduğunu aktardı. Tatar, KKTC hükümetinin bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Ana vatan, KKTC’nin garantörü olmak zorunda. Türk askerinin burada kalması, caydırıcı bir güç olarak şarttır. Aksi takdirde burası Gazze’den daha kötü bir duruma düşer. Burada şehitler ve acılar mevcut” şeklinde konuştu. Tatar, Tel Aviv ve Atina’nın kendisini yeniden kazanmasını istemediğini, İsrail ve Yunan medyasındaki haberlerden bu durumu anladığını belirtti. “Tel Aviv’in güneyde irtibatı var. İsrail burada silahlanıyor, Gazze’ye yönelik lojistik üs edinmiş durumdalar. Rumlar da, İsrail’in üslerdeki silahlarının KKTC’ye ve Türkiye’ye yönelik olduğunu düşünüyorlar” ifadeleriyle durumu özetledi.
Yılmaz BİLGEN