SENDİKA
"Kalbi Bizimle Olanların Kalıbı da Bizimle Olmalı"
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, Türkiyede, farklı kesimlerden olsalar dahi, hakları gasp edilen, özde ve sözde vatandaş ayrımıyla yıllardır zenci muamelesi gören insanların yaşadığı sancıları aynı başlıkta toplamanın mümkün olduğunu belirterek, Bu durum, yaşadığımız sorunların, acıların ve geleceğe ilişkin kaygılarımızın ortak olduğunu gösteriyor. Öyleyse kaygısı bir olanların kavgası da bir olmalıdır dedi.
Eğitim-Bir-Sen Yalova, Bursa ve Gaziantep şubeleri tarafından organize edilen teşkilat toplantılarına katılan Ali Yalçın, kamuda kılık ve kıyafet özgürlüğü, bakanlık bürokrasisinin yönetmelik hatası ve eğitim çalışanlarının yaşadığı sorunlara değinerek, Sorunlar bizden kaynaklanmayabilir ama çözümler bize ve birlikte hareket etmemize bağlıdır şeklinde konuştu.
Kalbi Bizimle Olanların Kalıbı da Bizimle Olmalı
İnsanların dünyaya nizam gelmesini istediklerini ama çözümü hep bir başkasından beklediğini kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: Sorunlarımızı, bireysel performansımızı da atlamadan örgütlü güçle daha kolay çözebiliriz. Ülkemizde, geçmişten bu yana geniş kitlelerin memnuniyetsizliği ile bir kısım azınlığın memnuniyeti arasındaki temel çizgi, örgütlü olmanın gücüne inanmak ve inanmamakla ilgilidir. Toplasanız ülke nüfusu içerisindeki oranı yüzde 5i geçmeyecek olan hâkim sınıfın kendi görüşünü topluma dayatması ve toplumu da kendilerine karşı sadakat yarışına sokması sadece örgütlü olmasından kaynaklanmaktadır. Ezilen mazlum ve mağdur kitlenin ortak özelliği ise sayısal anlamda çok olmasına karşın örgütlülük anlamında zayıf olmasıdır. Eğer, temennilerden öteye geçmek ve çözüme ulaşmak istiyorsak, mutlaka örgütlü olmalıyız.
Eğitim çalışanlarının yüzde 35e yakınının hala örgütsüz olduğuna dikkat çeken Yalçın, Örgütlü gücümüzle elde edilen kazanımlardan ve oluşturduğumuz iklimden memnun olanlara, kalbim sizinle diyenlere demokratik sistemlerde kalpler sayılmıyor, kalıplar dikkate alınıyor. Biz senin kalbinle kalıbının bir arada olmasını istiyoruz. Waldo, sen neden burada değilsin diyerek, kalbi bizimle olanlara teklif götürmeliyiz ifadelerini kullandı.
Özgürlük Bedel İster
Kamuda kılık-kıyafet özgürlüğü konusunda teşkilatımız yoğun bir gayret ortaya koyarken, aynı sancıları yaşayan ama aynı gayretin içerisinde olmayan bazı insanlarımız yukarıdan bir yazı ve emir gelsin, bu iş toptan çözülsün. Neden bizi bireysel olarak uğraştırıyorsunuz ve kurum müdürlerimizle karşı karşıya getiriyorsunuz gibi yaklaşımlar sergileyebiliyor diyen Ali Yalçın, şunları söyledi: Yukarıdan yazı ve emir bekleyenlere benim söyleyeceğim şudur: Yukarıdan emir 1400 sene önce geldi ve bir daha da gelmeyecek. Herkes o emir doğrultusunda sorunlarını kendi performansı ölçüsünde örgütlenerek çözecek. Eğer bir bedel gerekiyorsa o bedel ödenecek. Özgürlük istiyorsak, onun bedelsiz olmayacağını da bileceğiz. Kimse bize özgürlüğümüzü durup dururken vermez. Malcolm Xin dediği gibi, Kimse sana özgürlük veremez. Kimse sana eşitlik veya adalet veya başka bir şey veremez. Eğer adamsan, sen alırsın. Öyleyse irademizi yansıtacak ve örgütlü gücümüzle ortaya koyduğumuz iradenin sonuna kadar arkasında duracağız.
Kamuda kılık-kıyafet özgürlüğü kapsamında olan başörtülü kadınların mağduriyetini geçmişten günümüze her açıklamalarının vazgeçilmezi yaptıklarını, başörtü konusundan daha önemli olmayan her konunun öncelendiği bir zamanda kadınların yaşadığı sorunun ötelenmesine dur demek için 30 Kasımda Meclis önünde başlattıkları eylemi 10 Aralık ve 2 Ocakta farklı eylemlerle devam ettirdikten sonra 14 Ocak-14 Şubat 2013 tarihleri arasında 10 milyon imza kampanyası başlattıklarını hatırlatan Yalçın, Özgürlük İçin 10 Milyon İmza kampanyası ile Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen teşkilatı topluma parmak ısırtan bir performans sergilemiş ve 12 milyon 300 bin imzayı bir ayda toplayarak Türkiyenin en büyük sendikası ve en büyük sivil toplum örgütü olmasının gereğini yapmıştır. Bu yüzden bütün teşkilatımıza yürekten teşekkür ediyorum. Sendika bazında destek görmesek de, merkez yönetimleri karşı çıksa ya da kaçak güreşseler de Eğitim-Sen ve Türk Eğitim-Sen üyesi binlerce eğitim çalışanı imza kampanyamıza bireysel destek vermiştir. Onlara da bu vesileyle teşekkür ediyorum dedi.
Yalçın, kılık-kıyafet yönetmeliğinin anayasal meşruiyetten yoksun olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: Anayasanın yasa ile belirlenir dediği konu yasada yoktur. Kısacası ne Anayasada ne de yasada yasak var. Sivil itaatsizlikle yasada olmayan yasağı kafada da bitireceğiz. Biz meşruiyeti olmayan yönetmeliği işlevsiz kılacağız. Fiili durum oluşturuyoruz, hükümet peşimizden düzenlemeyi yapsın ve bir zahmet göndersin.
Yönetici Atama Yönetmeliği Bakanlık Bürokrasisinin Resmini de Ortaya Koymuştur
Bakanlıktan, 2009 tarihli yönetmelikte revizyon yapacak diye beklenirken, ne vizyon ama denecek yeni bir yönetmelik yayınlandığını ifade eden Yalçın, Uygulama imkânı olmayan ama hatası bol olan yeni yönetmelik; yöneticilerin müktesep haklarını korumayan, ehliyet, kariyer, liyakat gibi kriterlerin pratik karşılığını içermeyen, başarıyı değil hizmet puanını esas alan, aylıksız izinde bulunan yöneticileri mağdur eden ve kapatılan okullardaki yöneticilerin durumu, il dışı ve yeniden atama gibi birçok konuda genelgeyle düzeltilemeyecek yasal boşluklar içermektedir. Bir yönetmelikte bu kadar eksikliği bir araya getirmek için özel gayret gerekmektedir. Bu yönetmelik konusunda siz ne diyorsunuz diyenlere neler demiyoruz ki değerlendirmesinde bulundu.
Yalçın, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcının eğitimcilere bakışındaki duyarlılığını yansıtmayan ama yakın geçmişe ait her olumsuzluğu yansıtan söz konusu yönetmeliğin tez elden değiştirilmesi ve eğitimcilerdeki bir yönetmeliği bile doğru düzgün çıkaramayan bakanlık bürokrasisi imajının acilen yıkılması gerektiğini kaydederek, Eski maarif bakanlarından birisinin ah şu okullar olmasaydı maarifi yönetmek ne kolay olurdu dediği aktarılır. Şu an eğitimciler ah şu eğitimle alakası olmayan ve her şeyi berbat eden bürokrasi olmasa maarif ne güzel olurdu demeye başladılar şeklinde konuştu.
Sorunlar Bize Bağlı Olmayabilir Fakat Çözümler Bize Bağlı
Yaşadıkları sorunlarda birleşenlerin çözümlerde de birleşmesi gerektiğini belirten Yalçın, şöyle devam etti: Ülkemizde yıllardır en temel haklar gasp edilerek suç işleniyor. Suçu işleyenler ve suçun rengi farklı olabilir ama acıların ve gözyaşının rengi maalesef aynıdır. Öz yurdunda parya muamelesi gören kadınlara kamusal alan yalanı gerekçe gösterilerek zulüm yapılıyor. Kadınlar ayrıştırılıp kendi aralarında kategorize ediliyor. Kamuda kılık-kıyafet dayatmasından sadece Eğitim-Bir-Sen üyeleri mağdur olmuyor, tüm eğitim çalışanları ve kamu çalışanları mağdur oluyor. Bu sorun ortak bir sorunudur. Öyleyse çözümü de ortak olmalıdır. Yaşadığımız sorunlar bize bağlı olmayabilir ama çözümler mutlaka bize bağlıdır.
Yalçın, ülkemizde farklı kesimlerden olsalar dahi hakları gasp edilen, özde ve sözde vatandaş ayrımıyla yıllardır zenci muamelesi gören insanların yaşadığı sancıları aynı başlıkta toplamanın mümkün olduğunu dile getirerek, bu durumun, yaşadıkları sorunların, acıların ve geleceğe ilişkin kaygıların ortak olduğunu gösterdiğini, kaygısı bir olanların kavgasının da bir olması gerektiğini söyledi.
Yayla: Eğitim Çalışanlarının Umudunu Birlikte Büyütmeliyiz
İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Yurtmanın da katılarak bir selamlama konuşması yaptığı toplantıda söz alan Eğitim-Bir-Sen Yalova Şube Başkanı Zekeriya Yayla, Eğitim çalışanlarının umudu biziz. Bu umudu büyütmek, sorunları daha kolay çözmeyi sağlayacak. Bu noktada toplantımıza katılan bütün arkadaşlarımızdan yönetim sorumluluğu kuşanmışçasına yeni arkadaşları aramıza katmayı bekliyoruz dedi.
Şeker: Bursada Başarıyı Sizler Temsil Ediyorsunuz
Okul yöneticileri buluşmasında konuşan Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, şunları kaydetti: Bursada eğitimde başarı adına olumlu bir gelişme varsa bunun mimarları sizlersiniz. Eğitim-Bir-Sen üyesi yöneticiler güzel çalışmalarda adeta birbirleri ile yarışıyor. Bursada başarıyı sizler temsil ediyorsunuz. Başarımızı sürekli kılmak ve büyütmek için birlikteliğimizi artırmalıyız. Bazı okullarda üyelerimizi istifa ettirmek için tehdit yoluna yönelenler var. Tehdidi yol olarak görenlere inat sizlerden teklifi öne çıkarmanızı ve başarımıza üyemiz olmayan eğitim çalışanlarını da ortak etmenizi bekliyoruz.
Sevin: Bu Ay Hedefimiz 500 Yeni Üye
İl milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri, il eğitim denetmenleri ve şube müdürlerinin de katıldığı İşyeri Temsilcileri ve Yöneticiler Buluşması programında konuşan Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Mithat Sevin, milletin canını yakan sorunların, Eğitim-Bir-Senin el atmasıyla teker teker çözüldüğünü belirterek, Katsayı, üniversitelerde yaşanan başörtüsü zulmü, kesintisiz eğitim dayatması başta olmak üzere birçok konu bu teşkilat sayesinde çözüme kavuştu. Çözülmek üzere sırada bekleyen konular, çözülenler kadar önemlidir. Bunlar örgütlülüğümüz ve gücümüz sayesinde oluyor. Daha da güçlenmek adına adımlarımızı sıklaştırdık, çalışma tempomuzu artırdık. Bu ay hedefimiz 500 yeni üye sayısının üstüne çıkmaktır. Aramıza katılan her yeni üye ile hedefe bir adım daha yaklaşıyoruz. Sizlerden, adımlarınızı sıklaştırmanızı ve hedefe yoğunlaşmanızı bekliyorum şeklinde konuştu.
kaynak: egitimbirsen.org.tr