GÜNDEM
Himmetler ABD seçimine harcandı
Gülen cemaatine 25 yılını veren ilahiyatçı Ahmet Keleş: Çocuğumun kumbaradaki parasını dahi cemaate bağışladım. Ama cemaat bu paralarla ABD'de seçim finanse etti
19 Mart 2014, Çarşamba
Gülen grubuna 25 yılını vakfeden ilahiyatçı Prof. Dr. Ahmet Keleş, gözyaşları içinde cemaatin iç yüzünü anlattı. Cemaatin finans kaynak modeli olan himmetin ABD'de seçimleri finanse etmek için kullanıldığını söyleyen Keleş, Gülen'in Berkin Elvan için taziye mesajının da samimi olmadığını belirterek, "Bu mesajın amacı Başbakan'ın yürüyüşüne engel olmak" dedi. İşte aHaber'de Zeynep Bayramoğlu'nun Kadraj programına konuk olan Keleş'in açıklamalarından satır başları:
BİZ AÇKEN NEREDEYDİNİZ: Orta Asya'da okullar açtı, 160 ülkede okullar böyle açıldı ve bu okullar, bu hizmet bir anda önemli bir gelir kaynağı elde eder kontrol elde eder hale gelince hocafendiye saraylar yapanlar devreye girdi. Biz açken neredeydiniz? Talebeleri koyduğumuz evin altına sereceğimiz kilim yokken neredeydiniz?
EŞİMİN YÜZÜĞÜNÜ BAĞIŞLADIM: Samanyolu TV'de Başbakan'a ağız dolusu küfürler sarf edenleri görünce kahroluyorum. Samanyolu'nu ilk açtığımız yıldı, ikide bir himmete ihtiyaçları olurdu. Eşimin nişan yüzüğünü, çocuklarımın kumbarasındaki parasını dahi verdim.
ABD'Yİ FİNANSE ETTİLER: Gönül sevdalıların evlatlarının rızıklarını vererek topladıkları paralarla siz gidip ABD'de seçim finanse edeceksiniz, işadamlarına şirin gözükeceksiniz, o gazetenin beriki televizyonun muhabirlerine harcayacaksınız. Bu Gayretullah'a dokunmaz mı? İşte dokundu bugünleri yaşıyoruz biz.
BERKİN'E TAZİYE SAMİMİ DEĞİL: Babamı kaybettim, ardından geçen sene annemi kaybettim, ağabeyimi kaybettim, hepsi hizmet ehli. Anacığımın sofrasında yemek yemek nasip oldu benim fakirhanemde Fethullah Hoca'ya. Bana baş sağlığı dilemeyen bir insanın Berkin'e başsağlığı dilemesini nasıl samimi bulursunuz?
BAŞBAKANA ENGEL OLMAK İSTİYOR: Bu mesajın amacı, Sayın Başbakan'ın yürüyüşüne engel olmak. Bu mesaj değil, taziye değil. Bir zemini, durumu kendi durduğu yerden siyaseti açısından Sayın Başbakan'la yürüttüğü kavga açısından bir anlam ifade ediyor.
'GÜLEN HAYATININ HATASINI YAPTI'
Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Hadis Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Ahmet Keleş, 25 yıl Gülen'le aynı sofrada yemek yedi. Cemaat'in henüz bu kadar maddi gücü olmadığı yıllarda öğrenci okutmak ve okul yaptırmak için bağışlar topladı. Samanyolu TV'nin kurulmasında önemli katkıları oldu. Ancak, Cemaat'in hiyerarjik yapısında 5'inci kata çıkınca gerçekle yüzleşti. Bağışlardan elde edilen gelirlerin çok farklı amaçlar için kullanıldığını fark edince Cemaat'le yolları ayrıldı. Keleş "16 yıldır bu işin dışındayım. Fethullah Gülen beddua ederek bizlerin anlatamayacağı kendi iç dünyasını insanlara gösterdi. Ülkemiz tarihinin en güvenilir başbakanına bir darbe girişiminde bulundu ve bu hayatının en büyük hatasıydı" diyor.
7 KATMANLI PİRAMİT YAPISI
Ahmet Keleş, cemaatin hiyerarşisini ortaya koyan 7 katmanlı piramit yapısı hakkında da bilgi verdi. Buna göre; en üst katta (7. kat) Fethullah Hoca Arşı bulunuyor. 5'inci kata kadar çıkan Keleş, cemaatin 1, 2 ve 3'üncü katmanının halk tabakası olduğunu, öğrenciler ve öğretmenlerin oluşturduğunu söyledi. Keleş, "4. kat ara kattır. 5, 6 ve 7'nci katmanlar 'örgüt ve teşkilat' katlarıdır. 6. katta yalnızca Gülen'in bildiği ve takip ettiği 'hayati hizmetler' yürütülür. Bakanlar Kurulu veya Milli Güvenlik Kurulu gibi bir tabaka. Örneğin 17 Aralık operasyonu ve sonrasında yaşananlar 6. kat mensupları tarafından yürütülüyor. Gülen bizzat yönetiyor. 6 kat mensupları adeta yürütme görevi görüyor" dedi. 5'inci kata yükseldiğinde Gülen ile ilgili görüşlerinin netleştiğini anlatan Keleş şöyle devam etti: "5. kat genel organizasyonu yöneten ekibin toplandığı bir meclis gibidir. Yurt içi ve dışı hizmetler burada organize edilir. 5'inci kata çıktığımızda sadece devletin önemli yerlerinde inançlı insanlar yer alsın diye bir yapılanma olmadığını, aksine ciddi istatistikler tutularak bugünler için hazırlıklar yapıldığını gördük. Dışarıdan bakan halkımız Gülen'in dile getirdiği gibi masumane, haberi yokmuş gibi meseleyi ele almasına inanmasın. Bunu saklamanın, röportajla konuşmayla kamufle etmenin imkânı kalmamıştır."