GENEL
Gıda Mühendisleri Konuşuyor-1
GAZETEKAMU / ÖZEL HABER
Gıda mühendisliği mesleği ülkemizde son yıllarda en kötü zamanlarını yaşamaktadır. Gıda Mühendisi Tuğba Bülbül, Gıda Mühendislerinin işsizlik problemini ve uygun olmayan çalışma koşullarında karşılaştıkları sorunlarını yazı dizileriyle ortaya koyuyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın dikkatlerine sunuyoruz.
GIDA MÜHENDİSİ: D.A. 2010 yılında yürürlüğe giren 5996 sayılı kanun ile 30 beygir gücü altındaki ve 10 kişiden daha az işçi çalıştıran işletmelerde Gıda Mühendisi çalıştırma zorunluluğu kaldırıldı. Son dönemde çıkan yönetmelikle de işletme kapasitesi işletmecinin beyanına bırakıldı yani işveren kapasitesini 30 bg altında gösterebilir ve Gıda Mühendisi çalıştırma zorunluluğunu yok edebilir. Nitekim gıda işletmeleri bu yola çokça başvuruyor ve o işletmenin bir gıda uzmanı tarafından kontrol edilmesini istemiyor. Neden mi? Çünkü birçok gıda işletmesi kazançlarını arttırmak uğruna gıdalarda hile ve tağşiş yoluna gitmekte, Gıda Mühendisleri de bu yolu tasvip etmediği için işletmeler mecbur kalmadıkça Gıda Mühendisi istihdam etmiyorlar. Yasal zorunluluk gereği Gıda Mühendisi istihdam eden gıda işletmelerinin bir kısmı ise sadece Gıda Mühendisinin diplomasına ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Gıda işletmeleri 1000-1500 tl civarında maaşlar önerip bu maaşlarla vasıfsız işçi statüsünde, haftanın altı bazen de yedi günü uzun mesai saatleri boyunca Gıda Mühendislerini çalıştırmakla kalmıyor, sigorta ücretlerini asgari ücretten değerlendirip yatırıyor. Gıda mühendisleri odasının sadece taban ücret ve sigorta belirleme yetkisi bulunuyor; ancak denetleme yetkisi bulunmuyor. Maalesef bu maaş ve sigortaların eksiksiz yatırılıp yatırılmadığının denetlenmeyip sorgulanmaması nedeni ile patronlar tarafından Gıda Mühendisleri üzerine güçlü bir baskı kuruldu. Bir gıda işletmesinde Gıda Mühendisi üreten, geliştiren, kontrol eden, kalite kontrolü sağlayan, yön veren pozisyonun da olması gerekirken; artık işletme sahipleri tarafından ustabaşlarının emri altına verilen ve yeri geldiğinde hamallık, şoförlük, paketlemecilik, sekreterlik, muhasebecilik vs. birçok alanda çalışması istenen vasıfsız işçi olarak görülüyor.
Özel sektördeki şartların bu kadar vahim olmasına rağmen kendisini ve ailesini geçindirmek için iş arayan Gıda Mühendisleri yine 5996 sayılı kanunun gıda alanında yeterli eğitimi bulunmayan meslek gruplarına tanıdığı toleranslar sebebiyle iş bulmakta oldukça zorlanıyor. Yine aynı kanun gereği “Kombinalar, kesimhaneler, parçalama ve bağırsak işleme tesisleri” canlı hayvan yetiştirme statüsü gibi görülerek yalnızca veteriner hekim kontrolüne verildi. Kesilmiş bir hayvanın eti gıda ürünü olarak tüketilmekte ve bir gıda olarak değerlendirilmekte iken bu konunun istihdam boyutunda Gıda Mühendislerine yer verilmemesi gıda politikalarının ne kadar zayıf nitelikte olduğunu gösteriyor.
Gıda politikalarının zayıflığını ortaya koyan bir diğer noktada 5 Temmuz 2013 Cuma günü resmi gazetede yayınlanan Hijyen Eğitimi Yönetmeliği gereği gıda ile teması bulunan işletmelerde çalışan tüm personelin Hijyen Eğitimi kurslarına tabii tutulup sertifika almasının zorunlu kılınması. Gıda Mühendisleri dört yıllık eğitim süreleri boyunca Hijyen ve Sanitasyon eğitimleri almakta olup çalıştıkları işletmelerde hijyen kurallarını ve personelin hijyen kurallarına uyup uymadıklarını kontrol etmektedir. Buna rağmen tekrar hijyen kurslarına tabii tutulup sertifika almalarının istenmesi gıda politikalarındaki yanlışlıkları da göstermektedir. Bu gibi yanlış politikaların yanı sıra özel sektörde çalışan personelin konumunu ve sorunlarını belirli aralıklarla denetleyecek bir denetim organının bulunmaması ciddi bir eksiklik. Gıda işletmelerinde istihdam edilen Gıda Mühendisleri maaşlarını işverenlerden aldığı için işverene bağlı kalmakta, işverenin yaptığı usulsüz üretimlere müdahale ettiği takdirde derhal işten atılmaktadır.
GIDA MÜHENDİSİ: S.Y. Et ürünleri üreten bir firmada bizzat tanık olduğum vahim olay maalesef iade edilen ambalajı bozuk, küflenmiş sucuklar tekrar kuterleme işleminden sonra normal proses aşamalarından geçirilip kılıflandıktan sonra yeni parti ürünlerle piyasaya sürülüyor. Üstelik bu ürünler birçok yerde satılarak milyonlarca kişinin mutfağına gidiyor. Maalesef yapılan bu tağşişler “ gıda denetimlerinde gıda mühendisi ” bulunmadığı için gereken analiz ve numune alma işlemlerinin gerçekleşmemesinden ötürü tespit edilemiyor. Denetimler sıkı tutularak yapılmadığı müddetçe bu gibi olaylarla karşılaşmaktan kurtulamayacağız.
**Branşınızla ilgili talep ve sıkıntılarınız için tıklayınız