Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile güç mücadelesine giren FETÖ’nün planlarının ilk adımlarını, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Askeri Casusluk, Tahşiye, Selam Tevhid, MİT tırları ve 17-25 Aralık gibi kurgu soruşturmaları oluşturdu. Bu bilgiler, çeşitli soruşturma ve dava dosyalarında yer almaktadır.
Örgüt, 7 Şubat 2012 tarihindeki MİT kumpasıyla eylemlerine hız kazandırdı ve 2005 yılında başlatılan PKK/KCK çözüm sürecini engellemeyi hedefledi.
Bu doğrultuda, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığında görevli olan ve sonrasında FETÖ kapsamında ihraç edilen savcılar Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya bir PKK/KCK soruşturması başlattı.
Söz konusu soruşturma çerçevesinde, MİT’in önemli isimleri; dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan, geçmişteki müsteşarlar ve MİT personeli, “PKK/KCK’ya bilinçli yardım etme” ve “soruşturmanın gizliliğini ihlal” gibi suçlarla soruşturmaya dahil edildi.
FETÖ mensubu savcılar, Hakan Fidan ve diğer MİT görevlilerini ifadeye çağırdı. Amaç, MİT’i kamu algısında “PKK ile işbirliği yapan bir kurum” olarak göstermekti.
Bu planlar kapsamında, MİT görevlilerine yönelik ifadeye çağırma, ev aramaları ve yakalama kararları çıkarılması hedefleniyordu. O tarihte Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın ameliyat olacağı gün seçilerek, operasyonların engellenecek birimine müdahale edilmesi planlandı.
7 Şubat 2012’de bir savcı, Hakan Fidan ve 4 MİT görevlisini ifadesi için çağırdı. Ancak Erdoğan’ın cerrahi işlemi nedeniyle MİT yetkilileri ifadeye gitmedi ve bu nedenle kumpas önlendi.
Kumpasın kronolojisi
MİT görevlilerinin ifade çağrısının ardından yaşanan gelişmeler şöyle oldu:
10 Şubat 2012’de, ifadeleri alınamayan MİT görevlileri için yakalama kararı çıkarıldı. Takip eden günlerde, MİT’e gönderilen yazıyla görevleri ve ilişkileri hakkında bilgilerin sağlanması talep edildi.
MİT Kanunu’nda 17 Şubat’ta yapılan değişikliği takiben MİT görevlileri hakkında soruşturma başbakanın onayına bağlandı. Sonraki günlerde yakalama kararı iptal edildi ve MİT müsteşarının ifadesi alınmasına karşı yapılan talepler geri çevrildi.
Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ mensupları hakkında soruşturma başlattı. Yapılan incelemelerde 2, 3 ve 4 Şubat 2012 tarihlerinde Kızılcahamam’da toplantı düzenlendiği belirlendi.
Ayrıca, 2020 yılında tamamlanan soruşturmada FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 34 sanık hakkında iddianame hazırlandı. 10 Mart 2020’de kabul edilen iddianamede Erdoğan, Hakan Fidan ve eski MİT görevlileri mağdur olarak yer aldı.
Dava süreci
Yargı sürecinin başlatılmasıyla birlikte, 22 Haziran 2020’de 34 sanığın yargılanmasına başlandı. Devam eden duruşmalarda mahkeme, bazı sanıklara ağırlaştırılmış müebbet ve hapis cezaları verdi.
Mahkeme kararında, “MİT başkanı ve belirli şahısların tutuklanmasına yönelik plan yapılan bir operasyon” ifadesi kullanıldı ve örgütün mevcut kara propaganda yöntemlerinin yurt dışında da sürdürüldüğüne dikkat çekildi.
Dava yeniden görülüyor
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, mahkumiyet kararlarını uygun bulurken, Yargıtay devreye girerek davanın bozulmasına karar verdi. Bu bozulma, mahkeme belgelerine erişim ile ilgili olarak yapılan kısıtlamaları temel alıyordu.
Sanıkların yeniden yargılanma süreci, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Diğer eski savcılardan Sadrettin Sarıkaya, yakalandığında örgüt evindeydi, diğer savcı Bilal Bayraktar ise firari olarak aranıyor.
Erdoğan ile Fidan’ın açıklamaları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018’de bu süreçte yaşananları aktarırken, Hakan Fidan’a gitmemesi gerektiğini söylediğini belirtti. Hakan Fidan da verdiği bir röportajda, Erdoğan’ın kendisine “Kesinlikle teslim olmamak lazım” dediğini ifade etti.
