EĞİTİM
Eş Durumu Atamalarında Başbakan'a Öneriler
Bir bakanlık personelinin yer değiştirmesine ilişkin mevzuata o ülkenin başbakanı tarafından karar verilmesi aslında olağan bir durum değildir. Bakanlıkların kendi alanlarına giren pek çok konuda hayati kararların Başbakan Erdoğan talimatıyla alınmasına halkımız artık alışmış durumdadır. Anayasa güvencesindeki özür grubu tayinleri için de başbakanın ağzından çıkacak müjdeye odaklanan öğretmenlerden eş özrü bulunanlara dün güzel haber verildi. Basına yansıyan haberlere göre, Gaziantep'te temaslarda bulunan Sayın Erdoğan şubatta eş durumu hakkındaki bir soru üzerine Yeniden atama yapılacak, hazırlıklar yapılıyor yanıtını verdi.
Sendikalar olarak Şubat dönemi özrü grubu ve ilk atamalar konusundaki taleplerimizi sorularımızı net bir dille olumlu-olumsuz yanıtlamayan bakanlığı bir anlamda mazur görüyoruz. Verecekleri her hangi bir yanıt Sayın Başbakanın serbest çağrışımla ya da planlayarak medyaya vereceği yanıtla örtüşmeyebilir. (Bakınız 4+4+4 eğitim sistemine geçilmesi döneminde yaşananlar). Milli Eğitimde etkisiz, yetkisiz bürokrat durumuna düşmek istemeyen herkes özellikle atama takvimlerinde derin bir sessizliğe bürünmektedir. Biz alışanlardan olmasak da artık anlıyoruz.
Yukarıda özetlediğimiz gerekçelerle milli eğitim politikalarını olduğu kadar personel rejimini de belirleyen Sayın Başbakanımıza öğretmen atama ve yer değiştirmelerine dair hassasiyetlerimizi ve taleplerimizi bakanlığımızı meşgul etmeden doğrudan iletmeyi uygun gördük.
Dayanağı evrensel insan hakları ve T.C. Devleti Anayasası olan atama ve yer değiştirmelere ilişkin sendikal taleplerimiz aşağıdadır:
1- Özre bağlı yer değiştirmeler yalnızca eş durumu ile sınırlı olmayıp, sağlık ve öğrenim özründen yer değiştirmeler unutulmamalıdır.
2-Yaşama hakkının kutsallığı ve ertelenemez oluşu nedeniyle, sağlık özrüne ve özel-genel hayatı etkileyen hallere bağlı tayinler özür oluştuğu anda, eş ve öğrenim özürleri yılda 2 defa y apılmalıdır.
3- Özür gruplarında öne çıkan eş özrü yalnız iller arası bir sorun değildir. İl içinde aile bütünlüğünü sağlayamayan, her gün yüzlerce kilometre yol yapan, ayrı evlerde yaşayan binlerce öğretmenimiz mevcuttur. Kayıplar yalnızca ekonomik değil, moral-motivasyon ve iş verimliliği açısından da büyüktür.
4- Bakanımızın ağzından dile getirilen ancak yasal dayanağı bulunmayan eşin işine göre eş durumu tayini söylemi son derece yanlıştır. Özel sektör çalışanı bir eş de tıpkı zorunlu hizmete tabi olanlar gibidir; öğretmen eşin yanına gitme iradesi kendi elinde değildir. Eşlerin her ikisi öğretmen ve diğer devlet kurumlarında memur olsa dahi, idare kimin kimin yanına gitmesi gerektiğini tavsiye dahi edemez.
5- 2010 Mayısında AES dışındaki sendikaların ve bakanlığın mutabakatıyla çıkarılan zorunlu hizmet muafiyeti (affı), isteğe bağlı tayinleri kilitlemiş, zorunlu hizmeti müebbete çevirmiştir. Bölgede çalışmayı özendirecek tedbirlerin yanında rotasyon uygulamasına dönüş yeniden tartışılmalı, uzun süredir zorunlu hizmet yapan öğretmenlere öncelikli atanma hakkı tanınmalıdır.
6- Devletin özrünü kabul ettiği, başvurusunu alıp onayladığı öğretmenleri kontenjan ve puan nedeniyle atama dışında bırakması hukuken doğru değildir. Konuyla ilgili olarak açılan davalar ağırlıklı olarak kazanılmakta ve kurumlarımız yıpratılmaktadır.
7- Atamalarda eskiden olduğu gibi İLÇE emrine atama uygulamasına dönülmelidir. Diğer türlüsünde mağduriyet süregelmekte, il içi tayin gerektiren yeni bir süreç başlamaktadır.
8- 2012 Ağustosunda kontenjan ve puan sınırlamasıyla yapılan, eğitim ve genel hayatı etkileyen haller (Van-Erciş depremleri) yönünden eksik atamalara müdahalenizle açılım getiren MEB, alışılmadık becayiş tekniği ve alan değiştirme dayatmasıyla yeni mağdurlar yaratmıştır. Yapılacak yeni eş durumu atamalarında eşinin yanında özgün alanıyla çalışmak isteyen öğretmenlere alana dönüş hakkı tanınmalıdır. (Alana dönüş talepleri özür gruplarından bağı
9- Yine özür grubu mağduru olan öğretmenlerimizden yalnızca eşi zorunlu hizmete tabi olanlar, bir telefon zinciri ile haberdar edilerek öğretmenlikten vazgeçip hizmet sınıflarını memur olacak şekilde takas etmeleri halinde tayin edileceklerini öğrenmişlerdir. Bu teklifi sırf aile bütünlükleri için kabul etmek zorunda kalanlar, bu atamanın geçici olacağını düşündüklerinden halen sınıflarını, öğrencilerini özlemektedir. Yeni bir özür grubu ataması yapılırken memur öğretmenlerin halen çalıştıkları bölgede branşa dönmelerine olanak sağlanmalıdır.
10- Ataması yapılmış kadrolu öğretmenlerin özre bağlı sorunları sürerken ücretli öğretmen uygulaması da artarak sürmektedir. Yeni eğitim sistemiyle, hedeflenen sınıf mevcudu ortalamasından uzağa düşülmüş, öğretmen ihtiyacı da artmıştır. Özre bağlı yer değiştirmelerin yapılmasını takiben 2013 Şubat döneminde en az 30 bin öğretmenlik ilk atamanın yapılması acil ihtiyacımızın karşılanması açısından elzemdir. Bu atamalar içinde uzun yıllardır atanması ihmal edilen mesleki ve teknik eğitim mezunlarına, felsefe ve sosyoloji mezunlarına, sosyal bilgiler-tarih alanına, Almanca, Fransızca gibi yabancı dil branşlarına pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.
Anayasamızın T.C. Hükümetine yüklediği sorumluluklar ve eğitim hizmetinin gerekleri açısından arz ve rica ederiz.
Cansel GÜVEN
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı