KAMU
Engelli hizmetli alımı faciası tekrarlanıyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sn. Faruk ÇELİK, 2013 yılında 5.423 kadroya engelli memur alınacağını, yerleştirme işlemlerinin Şubat ayı içerisinde gerçekleştirilmesinin planlandığını söylemişti.
Bu bağlamda Devlet Personel Başkanlığınca ilan edilen engelli kadrolarına baktığımızda daha önce yaşanan facşanın tekrarlandığını görüyoruz.
Engelli hizmetli alımı tam bir faciadır ve kimsenin bunu izah etmesi mümkün değildir. Görme engelli bir personelin bu hizmeti nasıl yapacağı veya bu personele hizmetin nasıl yaptırılacağının iyi hesap edilmesi gerekmektedir. Engel grupları dikkate alınmadan yapılan yerleştirmenin nasıl bir sonuç doğuracağının birileri tarafından hesap edilmediği anlaşılmaktadır. İstihdamla kamu yararı ve hizmet kalitesi nasıl eşleşecek doğrusu merak ediyoruz. Kervan yolda düzülür mantığı ise 21. Yüzyılda revaç görmeyen bir yöntemdir.
Hizmetli personelin yaptığı iş özel sektöre yaptırılacak mı yoksa yaptırılmayacak mı?
Bu bağlamda literatürü takip edenler memur tanımın yeterli olmadığı ve bu tanımın yeniden gözden geçirilmesi gerektiği eleştirilerini görmüşlerdir. Hizmetli personelin yaptığı işler memur tanımı içerisine girmez ve bu işlerin hizmet alımı yöntemiyle temizlik firmalarına yaptırıldığı bilinen bir gerçektir. Ancak, hizmetli personel de on hizmet sınıfı içerisinde yer almaktadır. Siz bununla da kalmayıp engelli persoeneli hizmetli olarak istihdam etmeye kalkarsanız, hem kamunun düzenini bozarsınız hem de bu personele zulmetmiş olursunuz.
Bu eleştirimizle kamuya engelli personel alınmasına karşı olduğumuz anlamı çıkarılmamalıdır. Demek istediğimiz, adama göre işten ziyade işe göre adam istihdamı politikasının benimsenmek zorunda olduğunun bilinmesidir.
Kamunun işte bu noktada karar vermesi gerekmektedir. Uygulamaya baktığınızda birçok kamu kurumunun hiçbir şekilde yardımcı hizmetler sınıfına personel almadığını ve bu kurumların bu işleri hizmet alımı yöntemiyle daha nitelikli bir şekilde özel sektöre yaptırdığını göreceksiniz. Bazı kurumlar ise hem hizmet alımı yöntemini seçmekte hem de yardımcı hizmetler sınıfına personel almaktadır. Bu durum ise işleri çıkmaza sokmaktadır.
Yanlış uygulamaların altında yatan temel gerçek
İşte bunların altında yatan temel sebep ise personel alanında yapılma gereği dahi duyulmayan personel stratejisidir. Bu durum o kadar acıdır ki şuana kadar böyle bir çalışmanın yapılmaması dahi tam bir faciadır. Her yıl ne kadar personel alınacağının belirlenmesiyle personel politikası oluşturulamaz. Kamu kesiminin; alınacak personelin sayısı, niteliği, hangi kuruma nasıl bir dağıtım yapılacağı, alınan personelin eğitimi, çalıştırma şartları gibi birçok konuda maalesef bir strateji olmadığı için ilgili kurumların inisiyatifine bırakılmıştır. Biz hatırlatalım da isteyen istediğini yapsın.
Ücretli öğretmenlik yapanların durumu
5510 sayılı Kanundan sonra göreve başlayan uzman yardımcılarının özel hizmet tazminatlarındaki kesintiden dolayı daha az maaş aldıklarını yazdınız bir yazınızda. Ben de maalesef daha önce memurluk yapan (5434 sayılı Kanuna tabi olarak) emsallerinden şuan için ayda 50 TL daha az alıyorum. 2009 Marttan beri memur, 2010 Kasım ayından beri de defterdarlık uzman yardımcısı olarak görev yapmaktayım. 5510 sayılı Kanuna göre girişim yapıldı. 2007 Ekim-2008 Haziran arasında ücretli öğretmenlik yaptım ve sürekli olarak sigortam yatırıldı. Emekli keseneğim yatırıldı mı bu dönemden bilmiyorum. Ücretli öğretmenlik yaptığımdan dolayı yaptığım dönemi baz alırsak 2009 Martta memurluğa başlarken 5434 sayılı Kanuna göre girişimin yapılması gerekmiyor mu. 2007 Ekimde sigorta girişimin olduğundan yola çıkarak 5434 sayılı kanuna tabi olmam gerektiğini iddia edebilir miyim?
5510 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde ücretli öğretmenler 4-a sigortalısı olarak adlandırılmaktadır. Yine ücretli öğretmenler 5510 sayılı Kanun öncesinde de 506 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde SSK'lı olarak adlandırılmaktaydı.
Dolayısıyla 15.10.2008 tarihinden önce sigortalı (4-a) olmanıza rağmen 5434 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde iştirakçiliğiniz (iştirakçi kavramı Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar için kullanılmaktadır) bulunmamaktadır. 5510 sayılı Kanunun memurlar açısından 15.10.2008 tarihinden sonra yürürlüğe girmesi ve sizin de 2009 tarihinde memuriyete başlamanız olmanız dikkate alındığında 5434 sayılı Kanun kapsamında iştirakçi olmanız mümkün değildir.
Sonuç olarak hakkınızda uygulanan işlem doğru olup, siz sosyal güvenlik açısından 5434 sayılı Kanuna değil, 5510 sayılı Kanuna tabi 4-c sigortalısınız.
Okurlarımızın daha önce bu köşede yer verilen '5510 sayılı Kanunla kariyer uzman yardımcılarının maaşı düştü mü?' başlıklı yazımızı okuduklarında 5510 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapanların 5434 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapanlardan daha düşük ücret aldıklarını detaylarıyla açıklamış olduğumuzu göreceklerdir.
Ahmet Ünlü / Yeni Şafak