GENEL
Emeklilikte Yaşa Takılanlar İnsan Hakları Mahkemesinde
Emeklilikte yaşa takılanlar Avrupa insan hakları mahkemesine dava açtı.
Emeklilikte prim gününü doldurmuş yaşının dolmasını bekleyen 22 vatandaş hakkını aramak için Avrupa insan hakları mahkemesine dava Açtı.
Avrupa insan hakları mahkemesi 22 davayı esastan görüşmek üzere kabul etti.
Anayasa mahkemesine de bazı vatandaşlar şahsi dava açtı.
Emeklilikte yaşa takılan mağdur olan binlerce vatandaş şimdi Anayasa mahkemesi başkanı Haşim Kılıçtan destek bekliyor.
Dava açan Vatandaşlar, Anayasa mahkemesi başkanı Haşim Kılıç’tan emeklilik yasasını iptal etmesini istiyorlar.
Emekli olmak için gerekli tüm şartların oluştuğu yaşa takılanlar bir türlü emekli olamıyor. Hükümet yaşa Takılanları sesini bir türlü duymuyor.
Emeklilikte yaşa takılan binlerce insan, Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan bu sorunu çözmesini istiyor.
Çalışma bakanı Faruk Çelik yaşa takılanlara sessiz kalıyor.
Maliye bakanı Mehmet Şimşek sessiz kalıyor.
Çalışma ve Maliye bakanları emeklilikte yaşa takılanlar şimdi emekli olursa devlet’te aktuel dengeleri bozar diye geçiştiriyorlar.
Devlet kurumlar üstü bir yapıdır. Dolayısıyla attığı, atacağı her adımı çok önceden planlar ve kesintisiz uygular.
Planlamadan yoksun yönetim anlayışı, söz konusu devlet yönetmek olduğunda affedilemez zafiyet olarak görülmeli ve siyasi yaklaşımlar bir tarafa bırakılarak konu profesyonellere havale edilmelidir.
Devleti oluşturan en önemli unsurlardan biri nüfus olduğuna göre bireylerin devlete olan güveni korunmak zorundadır. Şayet toplumda yaygın olarak güven kaybı baş göstermişse devlet için geri dönüşü olmayacak çöküş süreci de başlamış demektir.
Bu nedenle uygulamaya sokulacak her kararın bilimsel dayanağı ve akılcı temeli olması gerekir.
Kaldı ki; topluma yansıması ve sonuçları hesap edilmemiş kararlar, neredeyse hayatımızın her alanında karşımıza çıkmakta.
Bunlardan biri de son günlerde gündeme daha sık gelmeye başlayan “emeklilikte yaşa takılanlar” Yetkililerin konuyla ilgili yaptıkları açıklamalarda ne anlamı itibariyle sonuç çıkarılacak netlik ne de ciddiyet bulunmakta.
Ortada ailelerin dağılmasına, insanların açlığa mahkûm edilmesine sebebiyet veren oldukça ciddi toplumsal bir mesele duruyor.
Bu meselelere çözüm aranırken önerilecek çözümler akılla mantıkla çelişmemeli.
İnsanlar iş hayatına başlarken geleceklerine dair plan yaparlar. Bu planlarında emeklilik ve sonrası da vardır. Çalışma hayatı içinde geleceklerini garanti altına almak adına borçlanır ve başlarını sokabilecekleri bir evin sahibi olmak için birçok sıkıntıya göğüs germek zorunda kalırlar. Her şey yolunda giderse belki bir ev sahibi de olurlar.
Ama bir gün devlet plansız programsız ve hatta hukuksuz bir adımla bütün onca planı yerle yeksan eder!
Emekliliklerine son 1-2 sene kalarak sigortalılara “kurallar değişti” der.
Çoğu işsiz ve emeklilik için yaşa takılanların son umudu da böylece suya düşer.
O ana kadar envai zorluklara direnen bu insanların artık eski direnme gücü de kalmamıştır.
İş için çaldıkları her kapı “yaşlısınız” denilerek yüzlerine kapanmakta, devlet ise “emekli olmak için çok gençsiniz” demektedir!
Yaşama tutunabilmek için çalışma hayatı boyunca elde ettikleri kazanımları da hızla erimekte ve ne yazık ki yaşlılıkta başlarını sokabilecekleri bir ev edinebilmişlerse o da ellerinden kayıp gitmek üzeredir.
Artık emekli olsalar bile alacakları maaş ile kira ödeyerek yaşamlarını sürdürmeleri imkânsız olacaktır. Murat Polat anayurt