GÜNDEM
Dört koldan, MİT’e niye saldırıyorlar?
Diyorlar ki, “Uludere’de 34 insanımızın ölmesi sonucunu doğuran olayın müsebbibi MİT.”
Devam ediyorlar, “Çünkü Bahoz Erdal’ın sınırdan sızdığı bilgisini vererek, askeri yanılttılar..”
Fakat şunu açıklamıyorlar..
“Böyle bir yanlış bilgi vermekten, MİT’in menfaati ne olacak?”
Öyle ya; Uludere’de 34 çocuğun ölmesinden, MİT ne kazanacak?
Bunu bir kenara yazıp..
Devam edelim, aynı çevrelerin propaganda bombardımanına..
Dün önü arkası kesik bir kaset sızdırdılar..
Bu sefer de, Paris’te öldürülen PKK yandaşı üç kadın olayında, MİT’in dahli olduğunu ileri sürdüler..
Burda da yine, oturup düşünelim.. (PKK’ya yakın firatnews bile, provokasyona gelmemiş, “birçok soru işareti”ne dikkat çekiyor. Bunu hatırlatıp, geçeyim..)..
MİT; bir yandan PKK’nın başı olan, cezaevindeki Apo ile terörün sona erdirilmesi için görüşme yaparken, bir taraftan da PKK’lıları provoke edecek cinayet mi işletecek?
Bunun da izahını yapmıyor, karanlık propagandanın failleri..
Hatırlayın..
“MİT kontrolündeki araç ile Suriye muhalefetine silah taşınıyor..”iddiasında bulunuldu..
Daha iki hafta önce..
Hedef, çok açık..
Hedefleri yine MİT yönetimi.
Peki, tüm bu suçlamaların en başındaki olay ne idi?
Hakan Fidan’ın gözaltına alınmak istenmesi..
Ordaki iddia ne idi?
Oslo görüşmeleri..
Oslo’da; PKK’nın Avrupa kanadı ile MİT görevlileri, terörün sona erdirilmesi hususunda görüşme yapıyorlar..
Ve bunu sorgulamak istiyor, İstanbul’daki cemaate yakın olduğu ileri sürülen bir savcı..
Şimdi burda bir durup, nefeslenelim..
Suçlayanlar açısından, her şey MİT’e mal ediliyor ama..
Somut bir mantık sunulmuyor..
“MİT’in yapmak istediği şu” diyerek, tutarlı bir senaryo gösterilemiyor..
Birbirini yalanlayan senaryolarla, “Her suç MİT’indir” yönlendirmesi yapılıyor!
Ancak ben çok rahatlıkla..
MİT’i hedef gösterenlerin, her olayda MİT’i karalayıp ne yapmayı amaçladığını söyleyebilirim..
Oslo’da PKK ile görüşülüyor..
Amaç çok açık belli..
PKK’ya silah bıraktırmak..
Küçücük farklı bir ihtimal yok.
O zaman soralım..
İstanbul’daki savcı, niye takmıştı “Oslo görüşmesi”ne?..
Neyi beğenmemişti, Oslo’da..
Yoksa dert, sadece kıllık yapmak mıydı?
Apo ile görüşmeler sürerken, silah bırakma konusunda olumlu adımlar var iken..
Birden yine tam ters bir eylem yaşanıyor..
Paris’te üç kişi öldürülüyor..
Yine senaryo ters yönde..
Ama suçlanan MİT.
O halde; suçlayanlar, ne istiyorlar MİT’ten..
Öyle ya..
Her olayı MİT’e bağladıklarına göre..
Bir dertleri olmalı MİT ile..
Atıyorum, niye Jandarma İstihbarat suçlanmıyor..
Niye Emniyet İstihbarat suçlanmıyor?
Niye şu suçlanmıyor, bu suçlanmıyor da..
Hep MİT suçlanıyor..
Her kötülüğün başı, MİT’miş gibi bir görüntü verilmeye çalışılıyor?..
Niye?
Ve en önemlisi..
Tuzaklar o kadar açık ki..
Oslo’da görüşme var.. Görüşme kaydı birilerinin elinde. Sızdırılıyor.. Sızdıran belirsiz..
Paris’te cinayet işleniyor. Cinayeti işleyenin (direkt olayla ilgisi olmasa da) ses kaydı çıkıyor.. Sızdıran belli değil..
TIR’lar ihbar ediliyor.. İhbar eden belli değil..
Kusura bakmayın ama..
Tüm bunlar, “çok güçlü” bir “kara propagandacı”nın varlığını göstermiyor mu..
MOSSAD gibi..
CIA gibi..
Benzerleri gibi..
Çok basit bir olay bile, kara propagandayı ispatlar..
Bir deneme yapın..
“Şu plakalı araçta silah var. Arama yapın” diye ihbarda bulunun..
Bakalım tınlayan olacak mı?
Ama ne hikmetse..
Hatay’daki TIR için, savcımız öyle bir özel gayret gösteriyor ki..
Ayan-beyan ortaya koyuyor..
“Gizli bir el”in, olaya değdiğini..
Kısacası, Bir karanlık el, MİT’e operasyon düzenliyor..
Hamle üstüne hamle yapıyor..
MİT yönetimini değiştirene kadar, bu hamleleri sürdürecek..
Ya MİT kazanacak..
Ya da bu karanlık el..
“Karanlık el”in kazanması halinde, Türkiye’nin kaybedeceğini, söylememe gerek yok sanırım..