EĞİTİM
Dershanede, '3 ders şartı' kalktı
Danıştay 8. Daire, Milli eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 18 Eylül 2015'te yayımladığı, Özel Öğretim Kurumları ile İlgili İşlemler Konulu genelgesinin, "Dersahelerin özel öğretim kurumlarına dönüşmesini" düzenleyen hükümlerinin yürütmesinin durdurulması istemini reddetti. Özel kursların, yalnızca üç dersten açılabilmesi yönündeki genelge hükmünün ise yürütmesini durdurdu.
Anayasa Mahkemesi'nin, dershanelerin kapatılarak, dönüştürülmesine ilişkin kanun hükmünü iptal etmesinin ardından MEB, 12 Ağustos 2015'te özel eğitim kurumlarıyla ilgili işlemlere ilişkin genelge hazırlamış, sonra bu genelgeyi yürürlükten kaldırarak, 18 Eylül 2015'te yeni bir genelge yayımlamıştı.
PAK Eğitim İşçileri Sendikası, yeni genelgenin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı. Davayla ilgili ilk incelemesini yapan Danıştay 8. Dairesi, genelgenin dershanelerin dönüşmesine ilişkin düzenlemelerinin yürütmesinin durdurulması istemini reddetti. Dairenin gerekçesinde, genelgenin iptali istenen 1. maddesinde, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) kararı sonucu ilgili kanunda dershanelere yer verilmediği, dershane tanımlarının bulunmadığı, bu nedenle ilgili kanunun yayımlandığı tarihte kurum açma izniyle iş yeri açma ve çalışma ruhsatı bulunan ve kapanma, kapatma işlemi yapılmamış dershanelerin kurum açma izniyle iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarının iptaliyle ilgili valiliklerce herhangi bir işlem yapılmayacağının hükme bağlandığı belirtildi.
Hukuken "yok"
AYM'nin 1963'te verdiği bir başka kararda, bir kanunu yürürlükten kaldıran kanunun iptali halinde önceki kanunun kendiliğinden yürürlüğe girmeyeceğinin belirtildiği, Danıştay'ın da bu yönde içtihatının bulunduğu anlatılan gerekçede, "AYM'nin iptal kararlarıyla bu kararların gerekçeleri doğrultusunda gerekli düzenlemeleri yapma hususunda asli sorumluluk yasama organına ait bulunmakta ise de yüksek mahkemenin bahse konu kararından sonra TBMM tarafından dershanelere ilişkin yasal bir düzenleme yapılmadığı görülmüş olup, sonuç itibarıyla hukuki dayanaktan yoksun bulunan bu kurumların faaliyetlerini devam ettirebilmesine olanak bulunmamaktadır" tespitine yer verildi.
AYM kararlarının, yasama, yürütme, yargı organlarını ve idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı hatırlatılan gerekçede, yasama organının, oluşan kanun boşluğunu doldurmak amacıyla yapacağı yeni düzenlemelerde, AYM kararlarını göz önünde bulundurması, Anayasa'ya aykırılığı tespit edilerek iptal edilen kuralları tekrar yasalaştırmaması gerektiğine işaret edildi. Yasa koyucuya yüklenen bu yükümlülüklerin, Anayasa gereğince yürütme organları ve idare makamlarını da bağladığı ifade edilen gerekçede, bu kurumların da düzenleme yaparken AYM kararlarına uymak zorunda olduğu vurgulandı. Gerekçede, şunlar kaydedildi:
Genelgeyle düzenleyebilir
"Davalı bakanlık da AYM'nin iptal kararı ve gerekçesini dikkate alarak okul dışı öğrenim ihtiyacının karşılanması amacıyla 8 Ağustos 2015 tarihli Resmi gazete'de yayımlanan yönetmelikle MEB Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nde birtakım değişiklikler yapmış, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nda yer alan 'çeşitli kurslar' tabirini açarak, 'özel eğitim kursu' adı altında dershanelerin kapatılmasının doğurduğu sakıncaları gidermeye yönelik tedbir almıştır. Dava konusu genelgeyle de 6528 sayılı Kanun değişikliği ve AYM kararı neticesinde 5580 sayılı Kanun'da, 'dershane' adı altında bir özel eğitim kurumu bulunmadığından, TBMM tarafından herhangi bir yasal düzenleme yapılmadığı sürece kanuni dayanağı kalmayan bu kurumların 5580 sayılı Kanun'da tanımlanmış özel öğretim kurumlarından birine dönüşmesi gerektiği, aksi halde eğitim öğretim faaliyeti yürütemeyeceği, kursiyer kaydı yapamayacağı, ayrıca kendilerine eğitim personeli ataması yapılamayacağı belirtilmiştir."
'3 ders' şartı durduruldu
Genelgenin, en fazla üç bilim grubunda özel öğretim kursu açılabileceğine ilişkin 7. maddesinin ise yürütmesi durduruldu. Yürütmenin durdurulmasına ilişkin gerekçede, kursların faaliyet alanıyla ilgili mevzuatta bir sınırlama bulunmadığı, davalı idare tarafından da en fazla üç bilim grubu sınırlamasının hangi gerekçelerle getirildiğinin ortaya konulamadığı kaydedildi. Gerekçede, özel öğretim kurslarını, yönetmelikte yer alan sekiz bilim grubundan en fazla üçüyle ilgili eğitim vermeye zorlamanın, bu kurumların faaliyetlerini büyük ölçüde kısıtlayacağı, özel teşebbüs hürriyetini zedeleyeceği tespiti yapıldı.
Özel öğretim kursu faaliyetlerinin üç bilim grubuyla sınırlanması nedeniyle daha fazla bilim grubundan eğitim almak isteyen kursiyerlerin birden fazla kursa gitmek zorunda kalacağının altı çizilen gerekçede, kursiyerlerin talep ettiği bilim gruplarını birarada veren kurs bulmakta zorlanacağı, düzenlemenin kişilerin eğitim-öğrenim hakkını kullanılamaz hale getirebileceği vurgulandı.
MEB yetkililerince "en fazla üç bilim grubunda özel öğretim kursu açılabileceği" yönündeki maddeye ilişkin gerekçeli kararın bakanlığa ulaşmasının ardından gerekenin yapılacağı belirtildi.
İki üye, kararda karşı oy kullandı
Genelgenin ilgili maddelerinin yürütmesinin durdurulması isteminin reddi yönündeki çoğunluk görüşüne Danıştay 8. Daire'nin iki üyesi katılmadı. Karşı oy gerekçesinde, Anayasanın 42. maddesinde yer alan "öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir" hükmü çerçevesinde pozitif hukukta dershanelere ilişkin yürürlükte yasal bir düzenleme bulunmadığından, kurulduğu zamanki yasal mevzuata uygun şekilde açılmış dershanelerin faaliyetlerinin engellenmesi ya da sınırlandırılması konusunda idarece işlem tesis edilmesinin yetki gasbı sonucunu doğuracağı öne sürüldü.
Dava konusu düzenlemeye benzer mahiyetteki 12 Ağustos 2015'te MEB genelgesinin Danıştay 8. Dairesi'nce 15 Eylül 2015'te yürütmesinin durdurulduğu hatırlatılan karşı oy gerekçesinde, AYM'nin, faaliyetteki dershanelerin 1 Eylül 2015'e kadar devam edebileceğine ilişkin kanun hükmünü, henüz sonuçlarını doğurmadan Temmuz 2015'te iptal ettiği hatırlatıldı. Karşı oy gerekçesinde, AYM kararının Resmi Gazete'de yayımlandığı 24 Temmuz 2015'te, söz konusu hükmün yürürlükten kalkacağı ve dershanelerin 1 Eylül 2015'te kapatılacağına ilişkin düzenlemenin hukuken geçerliliğinin kalmayacağının açık olduğu ifade edildi.
Gerekçede, "Bu nedenle iptal kararlarının ileriye dönük 'derhal' etkisi gereği, 24 Temmuz 2015 tarihi itibarıyla halen faal olan dershaneler ile gerekli dönüşümü tamamlamayan öğrenci etüd eğitim merkezlerinin faaliyetlerine bu tarihten sonra da son verilebilmesi hukuken mümkün görülmemektedir" görüşü savunuldu