Bu kanun ile TCDD’nin  altyapı ve işletmecilik olarak ikiye ayrılacağını, TCDD Taşımacılık A.Ş.’nin TCDD’nin bağlı ortaklığı olarak kurulacağını ve kamu tüzel kişileri ile Türk Ticaret siciline kayıtlı anonim şirketlerin de demiryollarında tren işletmeciliği yapmasına imkan sağlanacağını belirtti. “Çalışanlar açısından yeni kurulacak TCDD Taşımacılık A.Ş’nin TCDD’nin bağlı ortaklığı olarak kurulması neticesinde, TCDD çalışanlarının iş güvencesine dokunulmamıştır. TCDD’nin bağlı ortaklıkları Tüvasaş,Tülomsaş ve Tüdemsaş çalışanlarının sahip olduğu iş güvencesi, yeni kurulacak Türk Tren A.Ş’nin çalışanlarına da sağlanmıştır” dedi.

Bu sürece gelene kadar Memur-Sen Konfederasyonu ve Ulaştırma Memur Sen olarak Kanun ile ilgili olarak yapılan görüşmeler ve hazırlanan raporlarla özellikle çalışanlar boyutuyla katkı sunmaya çalıştıklarını, yaptıkları çalışmalar ile yasa tasarısında hiçbir demiryolcunun hak kaybına uğramasına müsaade etmediklerini söyleyen Cankesen “Tasarının öngördüğü serbestleşme modelinde, TCDD'nin üç bağlı ortaklığına TCDD Taşımacılık A.Ş. ilave edilerek dördüncü bağlı ortaklık kurulmuştur. Bağlı ortaklık olmayıp tasarının ilk hali ile çıksa DETAŞ (Demiryolu Türkiye Anonim Şirketi) İktisadi Devlet Teşekkülü olarak kurulsaydı, beş yıl boyunca devlet desteği sağlanacak, arkasındanda kurulan şirket kendi ayakları üzerinde durmaya başlar başlamaz destek çekilecekti. İşte burada çalışanlarla ilgili sıkıntılar ortaya çıkabilecekti.Bu da engellenmiş olduğunu” ifade etti.

Bu sıkıntıların meydana gelmemesi için İDT olarak kurulması planlanan DETAŞ’ı ilk günden bu yana şiddetle reddederek, TCDD’nin bağlı ortaklığı olmasını talep ettiklerini. Bu taleplerinin ve takiplerinin sayesinde Türk Tren A.Ş’nin yasa sonrası kurulması gerçekleşecek ve çalışanların iş güvencesine de dokunulmamış olacaktır. Kanun incelendiği takdirde açıkça belirtmektedir. Özellikle Demiryolu trafiği tekeli TCDD’de kalmıştır. Bu tasarı ile Tüm ulusal demiryolu altyapı ağı üzerindeki demiryolu trafiğini yönetme hakkı ve görevi tekel olarak TCDD’ye verilmiştir.

Kanun sonrasında TCDD’ye ait işletmecilik tekeli kaldırılacak, hem TCDD hem de özel sektör taşımacılık yapabilecektir. “Demiryolu taşmacılığı serbestleşecek, rekabete açılacaktır.Tekel hakkı kaldırılıp özelleştirildi denmesi de gerçek dışıdır”.

Demiryolu serbestleşmesi kanunuyla, ülkenin demiryolu kapasitesinin tam olarak kullanılması, diğer ulaşım tercihleri arasında da demiryolu lehine bir eğilimin oluşması sağlanabilecek, ayrıca demiryollarının devlet politikası olarak ele alındığı, bugüne kadar gerçekleştirilmeyen büyük demiryolu projelerinin hayata geçirildiği, ülkemizde son yıllarda büyük demiryolu altyapı yatırımlarının yapılmakta olduğunu vurgulayan Genel Başkan Cankesen, hazırlanan projelerle, önümüzdeki 10 yıl içerisinde 100 milyar TL yatırımın planlanmakta olduğunu da vurguladı.

Yakın zamanda çıkması beklenen Demiryolu serbestleştirme kanunu sonrasında Devletin sektöre desteğinin kesilmeyeceğini, özellikle demiryolu yapımının ilk kuruluş ve yapım aşamasında maliyetli olduğunu, bu işin sadece TCDD kurumuna bırakılmayacağını belirterek, Dünyada demiryolu taşımacılık pazarının serbestleştirildiği ülkelere bakıldığında demiryolu yatırımı, bakım ve onarımı, haberleşme, trafik yönetimi bedellerinin tamamının devlet tarafından desteklendiği göz ardı edilmemesi gerektiğini de belirtti.

Ayrıca sendika olarak Demiryolu Serbestleştirmesi kanunu meclise gelmeden öncesi hazırladığımız raporlarla da çalışanların iş güvencesi haricinde TCDD arazileri ve taşınmazlarının hiçbir şirkete ve kişiye devrinin söz konusu olmamasını TCDD’de kalmasını talep etmiştik bu da oldu. TCDD’nin kullanımında olan 315.918.967 M2 taşınmazının 281.796.322 m2’sinin mülkiyeti TCDD’ye ait olup 34.122.645 m2’sinin mülkiyeti ise Maliye hazinesine aittir. Hazineye ait arazilerinde büyük bölümü kanun sonrasında TCDD’ye devri sağlanacaktır.

Genel Başkan Cankesen Ulaştırma hizmet kolunda bulunan iki sendikanın 16 Nisanda yapacakları bir günlük iş bırakma eylemine Ulaştırma Memur Sen’in katılmayacağını. Sendika olarak amaçlarının eylem kırmak ve yapılacak eylemi sabote etmek olmadığını belirterek Tüm STK’lara ve yaptıkları faaliyetlere yasalar dahilin de saygı duyduklarını belirterek 16 Nisan’da bizler Demiryolcular olarak sadece işimizi yapacağız işimizin başında olacağız amacımız “Ne eylem kırmak, ne de bağcıyı dövmektir” dedi.

“Söz konusu kanun tasarısını da Demiryollarının serbestleşmesi hakkında bir kanun olarak gördüklerini, Özelleştirme kanunu olarak görmediklerini, demiryollarının serbestleştiğini özelleştirilmediğini”söyledi.