GENEL
Başbakanlık Osmanlı Arşivi İlgi Bekliyor
İstanbul Büro Memursen 8 Nolu Şube Başkanı Basbakanlık Osmanlı Arşivi Uzmanı Hasan Çağlar, Osmanlı Arşivi nde yaşanan sorunları www.beyhaber.com a anlattı bir an önce çözümlenmesini beklediklerini belirtti.
Başkan Hasan Çağlar, BEYHABERe önemli açıklamalarda bulunarak birçok önemli konuya parmak bastı.
2002 yılından bu yana bütün memur ve işçilerin ücretlerinde değişik tarihlerde defalarca düzenleme ve ek zamlar yapıldığını ancak Devlet Arşivlerinde çalışan sözleşmeli personel için rutin zamlar dışında hiçbir iyileştirme yapılmadığını da ifade eden Başkan Çağlar,
Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve görevli personelin ilgi beklediğini, personelin içinden bulunduğu sıkıntılı durumdan bir an önce kurtarılması ve sözleşmeli personelin özlük haklarına kavuşması ; özellikle Milli Arşiv Kanununun Tasarısının çok acil yasalaşması gerektiğini de sözlerine ekledi .
Başkan Çağların 4 ana başlık halinde değindiği konular şöyle:
BAŞBAKANLIK OSMANLI ARŞİVİ İLGİ BEKLİYOR
Türkiye'nin yakın ve uzak geçmişine ışık tutacak belge ve bilgilerin saklandığı Osmanlı Arşivleri'nde çalışan personelin durumu sıkıntılı.
Kurumda çalışan sözleşmeli personel kendilerinin yıllardır ihmal edildiği kanısını taşımaktadır.
Arşivler, bir ülkenin tapu senedi, bir milletin kimliği, hatıraları, maddî ve manevî değerleri ile onu geçmişinden bugününe ve yarınlarına bağlayan temel dayanaklarıdır.
Tüm dünyada bilgiye erişimde "demokrasi ve şeffaflık" kavramları ön plana çıkmıştır. Batı ülkelerinde arşivler, Avrupa Birliği müktesebatından olan "bilgi edinme hakkı" ve "haber alma özgürlüğü" gibi konuların temelini oluşturmaktadır.
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan Osmanlı dönemi arşiv belgeleri, başta Türkiye olmak üzere müstakil devlet kurmuş olan Ortadoğu, Balkan, Afrika ve Asya ülkelerinin tarihine de kaynaklık etmektedir. Ayrıca bu ülkelerin arasındaki anlaşmazlıkların çözümüne de ışık tutmaktadır.
Cumhuriyet dönemi arşiv belgeleri de Millî Mücadele'yi, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilânını ve Genç Türkiye'nin kuruluşunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetlerinin çalışmalarını ve ortaya koyduğu yenilikleri, geçirdiği safhaları ve elde edilen neticeleri gösteren belgeler olması bakımından üzerinde durulmaya değer nitelik ve zenginliktedir.
Ülkemizde arşiv hizmet ve faaliyetlerinin düzenlenmesine yönelik olarak bugüne kadar çeşitli mevzuat çalışmaları yapılmakla birlikte bu düzenlemeler, arşivlerle ilgili meselelerimizin çözümüne kalıcı katkı sağlayacak yeterlilikte olmamıştır.
Halen yürürlükte bulunan 3473 sayılı "Muhafazasına Lüzum Kalmayan Evrak ve Malzemenin Yok Edilmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilmesi Hakkında Kanun" 9 maddeden müteşekkildir. 7, 8 ve 9. maddelerin, kaldırılan hükümler, yürürlük ve yürütme maddeleri olduğu göz önüne alındığında; kanunda arşiv, hizmet ve faaliyetleriyle ilgili olarak 6 madde kaldığı, ihtiyaç duyulan düzenleyici, caydırıcı ve cezaî hükümlerin ise bu maddeler arasında yer almadığı görülmektedir. Mevcut mevzuat, arşiv faaliyetlerini istenilen amaçlara uygun olarak tanzim etme yeterliliğine sahip değildir. Bugüne kadar ortaya çıkan sorunlar ve elde edilen tecrübeler ışığında başta AB ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkelerin arşivleri de dikkate alındığında, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nün mutlaka müstakil bir "Teşkilat Kanununa" ihtiyacı olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan; ülkemizde arşiv hizmet ve faaliyetlerinin düzenlenmesine yönelik olarak bugüne kadar yapılan tek yasal düzenleme, "Muhafazasına Lüzum Kalmayan Evrak ve Malzemenin Yok Edilmesi" şeklinde adlandırılmış olup, bu düzenlemede "arşiv" ve "belge" ibareleri hiç kullanılmamıştır. Bu durum, kanuna muhatap olanlarda yalnızca "evrakların ne şekilde imha edileceği..." yönünde bir izlenim bırakmıştır.
ACİLEN SÖZLEŞMELİ PERSONELE ÖZLÜK HAKLARI VERİLMELİDİR!..
1987'de hızlandırılan çalışmalar, eski cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal'ın çok özel gayretleri ve ileri görüşlülüğü ile yeni bir ivme kazanmış, dönemin Başbakanlık Müsteşarı Hasan Celal Güzel'in de ciddi katkı ve ilgisiyle çok önemli adımlar atılmıştır. Sultanahmet'teki Özel İdare'ye ait kiralık binalarda çalışmalara başlayan genç arşivciler, yıllarca toz yutarak, haşerelere karşı ilaçlanan Osmanlı evrakını köhne depolardan çıkararak temizlemiş, istiflemiş, dosyalamış ve günümüz Türkçesi'ne çevirmeye başlamıştır.
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü bünyesinde üniversitelerin Belge ve Bilgi Yönetimi, Tarih, Edebiyat, Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, İlahiyat, Sanat Tarihi, Kütüphanecilik, Kamu Yönetimi, İşletme, vb. farklı bölümlerinden mezun 400 civarında çalışan bulunmaktadır. Kurum personeli, 1987 yılından beri 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilat Kanunu'nun 35. maddesine göre 'Sözleşmeli Personel' olarak istihdam edilmiştir. Rahmetli Turgut Özal, konunun ciddiyetine binaen üniversitelerin farklı bölümlerinden mezun uzmanları büyük bir titizlikle seçerek kuruma kazandırmıştır. 1987 yılında alınan personel, gazete ilanında "Arşiv Uzmanı" olarak ilan edildiği ve "Arşiv Uzmanı" olarak işe alındığı halde günümüze kadar sözleşmeli personel olarak çalıştırılmıştır.
Sözleşmelilik, yapısı itibariyle istismara ve keyfi uygulamalara açık bir istihdam şekli olduğundan kurumda çalışan personel zaman içerisinde göreve gelen Başbakanlık müsteşarlarının ve kurum idarecilerinin keyfi uygulamalarına maruz kalmışlardır. Mesela, 1998 ile 2001'li yıllar arasında askerlik görevini yapmak üzere kurumdan istifa ederek vatanî görevini yapmak üzere ayrılan bazı arkadaşlar askerlik dönüşü tekrar görevlerine başlatılmamış ve mahkeme kararıyla görevlerine dönebilmiştir. Aynı dönemde memur maaşlarına yapılan zamlar da sözleşmeli personelin tamamına aynı oranda yansıtılmamıştır. Kısacası keyfi uygulamaların ardı arkası kesilmemiştir.
1987-1997 arasında, başta üniversiteler olmak üzere çeşitli kamu kuruluşlarına 200'e yakın yetişmiş arşiv personeli geçiş yapmıştır. Halen hem üniversitelere hem de diğer kamu kurumlarına uzman personel kaçışı devam etmektedir.
Sayın Başbakanımız Osmanlı Arşivi'ne verdiği önemi, Osmanlı'nın mirasına yakışır ve önümüzdeki günlerde açılacak olan Milli Arşiv Sarayı ile göstermiştir. Bu vesile ile Sayın Başbakanımıza teşekkürü bir borç biliriz. Sayın Başbakanımızın Osmanlı'nın mirasına sahip çıkan arşiv personeline de sahip çıkacağını umutla bekliyoruz.
Son 10 yıldır görev başında bulunan AK Parti hükümetleri ve yetkilileri, tabii olarak Osmanlı arşivinin zenginliğinden, otuzdan fazla ülkenin tarihinin bu arşivlerde bulunduğundan, Suriye, Libya, Kerkük, Musul, Filistin başta olmak üzere Türkiye açısından önemli birçok bölgenin tapusunun bizde olduğundan gururla bahsetmektedir. Arşiv belgelerinden güç alarak tüm dünyaya Ermeni meselesi hususunda haklı olduğumuzu haykırmaktadır. Yine son günlerde Cumhuriyet dönemine ait arşiv belgeleri bizzat Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanmaktadır. Arşivlerimizin açık olduğu, yerli ve yabancı tarihçilerin rahatlıkla arşivlerimizde araştırma yapabileceği vurgulanmaktadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül ve Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan, yurtdışı programları için gittikleri ülkelerin devlet başkanına veya hükümet başkanına, o ülkelerle alakalı arşiv belgesini hediye olarak takdim etmektedirler. Dersim, İstiklal Mahkemeleri, Yassıada ve CHP evrakı gibi yakın tarihimize ışık tutan arşiv belgelerini büyük bir özveriyle tasnif ederek kamuoyunun hizmetine sunan personel de Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü bünyesinde görevli sözleşmeli arşiv personelidir.
Kamu kurumları arasında müstesna bir yeri olan Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, 2004 yılında TS EN ISO 9001:2008 belgesini almaya hak kazanarak Toplam Kalite Yönetimini uygulamaktadır. Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan'ın büyük himmet ve gayretleriyle Kağıthane'de yaptırılan Milli Arşiv Sitesi çok güzel ve takdire şâyân bir arşiv kompleksidir. Büyük bir heyecanla bu muazzam arşiv sitesinde çalışmayı bekleyen arşiv personeli aynı heyecan ve hevesle özlük haklarının çözülmesini beklemektedir.
ARŞİV PERSONELİNE SAĞLIK TAZMİNATI VERİLMELİDİR!...
Yıllardır başında bone, elinde eldiven, yüzünde maske ile sağlıkları pahasına milli hazinemizi kurtarmaya çalışıp araştırmaya açılmasını sağlayan arşiv personeline "mevsimlik işçi" muamelesi yapılmaktadır. Tozlu ve ilaçlı ortamlarda çalışmak zorunda kalan arşiv personeline diğer bazı kurumlarda olduğu gibi sağlık tazminatı veya yıpranmadan kaynaklı 5 yıl erken emeklilik hakkı verilmelidir. 20-25 yıldır Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü çalışanları tam olarak ne olduğu belli olmayan, hiçbir unvanı bulunmayan bir istihdam maddesiyle mevsimlik işçi gibi çalıştırılmaktadır. Arşivcilik mesleği, sadece üniversitelerde verilen birkaç saatlik dersle öğrenilecek bir meslek olmayıp birikim isteyen usta çırak ilişkisine dayanan bir uzmanlık alanıdır.
İkbalini ve istikbalini hiçe sayarak 20-25 yıldır Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde çalışan sözleşmeli personel, 2007 yılında kadük kalan Milli Arşiv Kanunu tasarısının rafa kaldırılmasıyla büyük bir şaşkınlık ve üzüntü yaşamaktadır. Sözleşmeli personelin çalıştığı yıllar, bir gün bile memuriyetten sayılmadığından diğer kamu kurumlarına geçiş yapan arkadaşlar bu konuda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır.
MİLLİ ARŞİV KANUNU TASARISI ACİLEN YASALAŞMALIDIR!
Kurumun hem mevzuat boşluğunun giderilerek kurumsal bir yapıya kavuşması hem de çalışanların özlük haklarının düzeltilmesi için "Milli Arşiv Kanunu"na acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
Millî Arşiv Kanunu Tasarısı ile getirilmesi planlanan yenilikleri kısaca özetlersek;
1- Kanun tasarısı ile "Arşiv Hizmet ve Faaliyetlerinin" düzenlenmesi ve denetlenmesi faaliyetlerini yürütmek üzere Başbakanlığa bağlı müstakil bir "Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü"nün kurulması amaçlanmıştır.
2- Tasarıyla, arşive evrak devredecek kurum ve kuruluşlarının kapsamının genişletilmesi ve arşivlerini devretmeyen diğer kuruluşların da Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü denetimine tabi tutulması, kurumu daha etkin ve belirleyici bir hale getirmiş olacaktır.
3- Tasarıyla, kamu ve özel kurumlar tarafından uygulanacak standart dosyalama ve arşivleme tanımları yapılmıştır. Ülke genelinde standart bir arşivcilik sistemi kurulması hedeflenmiş ve daha düzenli kurum arşivlerinin oluşturulması planlanmıştır. (arşiv malzemesi, arşiv belgesi, arşivlik belge v.s.)
4- 160 yıllık geçmişe sahip olan Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, bu tasarının yasalaşmasıyla kurumsal bir yapıya kavuşmuş olacaktır.
5- Bu tasarıyla, mükellefler dışında gerçek ve tüzel kişilere çeşitli yollarla geçmiş olan, devlete ait arşiv belgelerini bulunduramayacakları, bu tür belgeleri satın alamayacakları, satamayacakları, ticarî amaçla kopyalarını araştırmacılara açamayacakları açıkça hükme bağlanmıştır.
6- Arşivlerle ilgili görevlerini yerine getirmeyerek, belgelerin yok olmasına sebep olanlar, arşiv belgelerini çalanlar, satanlar, bilerek satın alanlar, kasıtlı olarak tahrip edenler ve arşiv belgelerini izinsiz olarak bulundukları yerlerin dışına veya yurtdışına çıkaranlar hakkında cezaî müeyyideler getirilmektedir. Ayrıca elinde devlete ait arşiv belgesi bulunduranlara, belgelerini iki yıl içerisinde Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne devretme mecburiyeti getirilmiştir.
7- Kurum ve kuruluşların mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği konusunda Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne tam bir denetleme yetkisi verilmektedir.
8- Bu kanun tasarısı sayesinde "Arşiv Uzmanı" ve "Arşiv Uzman Yardımcısı" kadroları ihdas edilmektedir. Böylece 20-25 yıldır sözleşmeli olarak çalışan arşiv personeli uygun kadrolara atanmış olacaktır. Ayrıca bu tasarı ile diğer kurumlarda da "Arşiv Personeli" istihdam etme yolu açılmaktadır.
9- Teknolojik gelişmeler paralelinde elektronik ortamlarda oluşturulan e-belgelerin belirli standartlarda oluşması ve arşivleme prensiplerinin uygulanması konularında da Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nün etkinliği artırılmıştır.
kaynak: www.beyhaber.com