Sevgili Öğretmenlerimiz,
Bilindiği gibi, Atatürk'ün 24 Kasım 1928'te Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğini kabul etmesinin yıldönümünü, 33 yıldır Öğretmenler Günü olarak kutluyoruz. Öğretmenler Gününün her geçen yıl daha yaygın bir biçimde hatırlanıp kutlanmaya başladığını memnuniyetle gözlüyorum.
Öğretmenlerimizin ve öğretmenlik mesleğinin her birimiz ve toplum için ne kadar önemli ve anlamlı olduğunu tekrarlamaya lüzum yok. Bu konuda söylenmemiş bir söz bulmak da kolay değil. Aslında her birinizin hayatında birçok başka öğretmen oldu ve siz, öğretmenlerin bir insan için ne mana taşıdığını kendi tecrübelerinizle de biliyorsunuz.
Bu vesileyle hatırlatmak istediğim bir husus var: Türkiye, ne yazık ki, güven endekslerinde oldukça gerilerde yer alıyor. Birbirimize ve kurumlara güven duymak konusunda çok başarılı sayılmayız. Buna karşılık, öğretmenlere duyulan güven, belki de hiçbir meslek mensubunun hayal edemeyeceği kadar yüksek. Her birimiz, en kıymetli varlıklarımız olan çocuklarımızı, torunlarımızı, sizin ellerinize, güvenle teslim ediyoruz.
Kıymetli Meslektaşlarım,
Toplum olarak size duyduğumuz güveni hatırlatmamın iki sebebi var.
Birincisi, toplumun en imtiyazlı insanları olduğunuzu hatırlatmak istedim. Son derece saygıdeğer bir mesleğiniz var. Mesleğiniz sayesinde toplumun gözbebeği durumundasınız. Ne kadar meşakkatli, ne kadar zor bir iş yapıyor olduğunuzu biliyorum. Ama karşılığında sahip olduğunuz saygı ve güven, ümit ediyorum ki, her türlü olumsuzluğu misliyle ödüyordur. Yaptığınız işin zorluklarının üstesinden gelmek için ihtiyaç duyduğunuz her şey, toplumun size duyduğu saygı ve güvende fazlasıyla mevcut.
İkinci olarak, size duyduğumuz saygı ve güvenden güç alarak, çocuklarımızı, birbirilerine ve dolayısıylaülkemizin geleceğine güven duyacak bir biçimde yetiştirmenizi talep ediyorum. Biz, her şeyi başarabilecek, bugüne kadar imkansız görünen pek çok şeyi başarmış bir toplumuz. Daha fazlasını da başarabilmemizin önündeki en büyük engel, birbirimize ve birlikte tesis ettiğimiz kurumlarımıza duyduğumuz güven eksikliğidir. Bu güven eksikliğini ortadan kaldırmak konusunda, başka birçok konuda olduğu gibi, sizden başka güvenebileceğimiz kimsemiz yok.
Zor görevlerinize bir başka zor görev daha eklediğimin farkındayım. Ama sizlerin bu zorlukları omzunuza yüklüyoruz diye bize sitem etmeyeceğinizden, aksine her görevi hakkını vererek yerine getirmek için canla başla çabalayacağınızdan şüphem yok.
Öğretmenler Gününüz kutlu olsun ama unutmayın ki, siz yılın her günü başımızın tacısınız.
Sizlere sağlık ve esenlik içinde nice uzun yıllar, başarılı hizmetler; emekli öğretmenlerimize ve diğer emekli çalışanlarımıza sağlık, huzur ve afiyet içinde mutlu bir emeklilik hayatı diliyorum.
Ahirete intikal eden merhum öğretmenlerimize ve eğitim çalışanlarımıza da minnet ve şükran duygularımızla bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.
Nabi AVCI
Milli Eğitim Bakanı